1973 yapımı olan ve İkinci Dünya Savaşı sonrası ABD dönemini yansıtan film The Way We Were’de iki genç insanın birbirlerine hem çok yakın hem de çok uzak oldukları hayat yolculuklarında sürüklenişlerine ve büyüyüp iki yetişkin oluşlarına şahit oluruz. Oscarlı yönetmen Sydney Pollack, aşkın sadece iki insan arasında geçen ve birbirlerine karşı duydukları tutkulu fiziksel ve duygusal çekimden ötede olduğunu gerçekçi bir mesaj ile seyirciye sunmuştur.
Üniversitede yolları kesişen Katie Morosky ve Hubbell Garner’ın barındırdıkları tezat karakteristik özellikleri, aralarındaki çekimin ve aşkın yoğunluğunu karşısında adeta zıtlıkların bütününe dönüşür. Aslında zıt kutupların birbirini çektiğini izleriz bir nevi. Katie, siyasal ideolojilerinin peşinden giden, üniversite masraflarını karşılamak için çeşitli işlerde çalışan genç bir kadınken Hubbell okulun popüler çocuğu olarak spor aktivitelerinden arkadaşlar buluşmalarına koşan genç bir adamdır. Fakat Katie ile Hubbell bu zıt yaşam stillerine rağmen aralarındaki çekime karşı koyamazlar. Hatta Katie kampüste, Genç Komünistler Birliği Başkanı sıfatı ile yaptığı konuşmada karşıt ideolojiye sahip gençler tarafından alaya alındığında Hubbell onun destekçisi olarak kendini gösterir, üstelik Katie’yi alaya alanlar Hubble’ın en yakın arkadaşlarıdır ve Hubbel da aslında onlardan biridir. Fakat o, alay etmektense Katie’ye derin derin bakar. Daha sonra, Hubble, Katie’ye ideolojilerini savunması açısından cesaret verir ve bir gün onun ayakkabılarını bağlarken ‘’Göster onlara!’’ der. Ayakkabı bağı metaforu ile Katie’ye siyasal ideolojilerinin peşinden sağlam adımlar ile gitmesi için bir güç ve cesaret mesajı verir. Aslında hiçbir ortak noktaları olmamasına rağmen Hubble’a Katie’nin azmi çekici gelmiş ve benliğinden uzaklaşmıştır. Belki de içinde bastırdığı karakterini Katie’de bulmuştur..
Ne var ki zıtlıkların yarattığı bu çekim zaman içerisinde tekrar çatışmaya döner ve Katie’nin ideolojisine olan tutkusu Hubble için komplike gelmeye başlar. Üstelik girdikleri sosyal ortamlarda Hubble’ ın arkadaşları Katie’yi sıkıcı bulur. Çünkü onlar için madenci temalı bir fıkra komikken Katie için bu asla gülünecek bir şey değildir. Öyleki davette söyledikleri şarkıda ‘’Oynak gönüllü, gerçekten yaşayan bir kız bul!’’ sözleriyle Hubble’a yaşam tarzı açısından ona daha yakın bir partner bulması gerektiği mesajını verirler. Hatta onlara göre kendi hayatları gök kuşağı iken, Katie adeta renk körüdür. Hubble ise başta kabullenmek istemez ve hemen vazgeçmez. Katie’yi politik konulara girmemesi konusunda uyarmayı seçer ama o ideolojilerinden vazgeçmez ve girdiği ortamlarda benliğinden ödün vermeden inandıklarını savunmaya devam eder. Çünkü aşk sadece kişilere karşı yaşanan bir duygu değildir, Katie Hubble’a aşıktır ama savunduğu ideolojilerine de aşıktır. Tıpkı Hubble’a duyduğu aşk gibi aktivistliğini yaptığı kadın ve çocuklara da bağlıdır. Asla bu bağdan vazgeçmez, aralarında yaşanan aşk için vereceği ödün bitmiştir her iki tarafında. Hubble da ondan vazgeçmeye kendini inandırmayı seçer, Katie ise baskın gelen ideolojilerine tutunmaya devam eder.
Filmin son sahnesinde, aradan yıllar geçtiğinde yolları tekrar kesişir. Her ikisi de hayatlarına çizgisini bozmadan devam etmiştir. Hatta karşılaştıklarında Katie yolda bildiri dağıtırken, Hubble da güzel ama Katie gibi komplike olmayan, sade bir düşünce yapısına sahip eşi ile yürümektedir. Her iki taraf da hayat tarzından ödün vermemiştir, Katie de evlenmiştir fakat yanlarında olan insanlar gerçekten istedikleri kişiler midir yoksa yaşam tarzlarına uygun olan birer puzzle parçası mıdır?
Yönetmen: Sydney Pollack
Senaryo:Arthur Laurents
Oyuncular:Barbra Streisand, Robert Redford
Tür:Romantik/Uyarlama
Yapım: ABD / 1973