Film; 1980’lerde Compton’da, siyahi ırkçılığın Amerika’da zirve yaptığı, insanların ten rengi sebebiyle ‘’torbacı’’, ‘’çeteci’’, ‘’suçlu’’ olarak nitelendirildiği; bu dönemde -günümüzde de efsane olarak görülen- Dr.Dre, Eazy E, Ice Cube, Dj Yella ve Mc Ren’in bir araya gelerek N.W.A (Niggaz Wit Attitudes) adlı hip hop grubunu kurmalarını, yaptıkları açık sözlü şarkılarla kendilerini ırkçılığın ve baskının ‘’zirve’’sine nasıl taşıdıklarını, polis tarafından basılan, hatta iptal edilen konserleriyle gözler önüne serip, bütün bu baskı ve şiddete karşı ‘’F..k The Police’’ diyerek tüm siyahiler için direnişin simgesi haline geldikten sonra, ayrılık yoluna gidişin ardından kendi aralarındaki savaşın müzikal tadıyla seyirciye dramanın, ‘’Gangsta Rap’’le harmanını mükemmel biçimde sunuyor.
Compton, suç oranının oldukça yüksek olduğu, uyuşturucu ve çeteciliğin yuvası haline gelmiş, çoğunlukla Afrika ve Latin kökenli Amerikalıların yaşadığı bir Los Angeles şehri. Polis şiddetinin ve ırkçı saldırıların da merkezi konumunda bir bölge. Yani tüm bu ortam aslında şunların habercisi: ‘’isyan’’ ve ‘’direniş’’. İşte tam da burada kuruluyor N.W.A.
Filmin başlamasıyla Eric Wright’ı nam-ı diğer Eazy E’yi bir uyuşturucu satıcısıyla birlikte polis baskınından kaçarken görüyoruz ve sırasıyla Ice Cube ve Dr.Dre o taraklarda bezi olmamalarına rağmen polis şiddetine ve ırkçılığa maruz kalıyor. Dj’lik yaparak hayatını sürdüren Dre’nin bir hayali var: ‘’Bir plak şirketi kurmak’’. E’nin parası, Cube’un sözleri ve Dre’nin altyapılarıyla bu hayalin temelleri atılıyor. Ve bir tekli çıkıyor ‘’Boyz N The Hood’’. Şarkının sözleri Cube tarafından yazılıp, Eazy E tarafından seslendiriliyor. Sözlerin içeriği ise hapis, silah, uyuşturucu, para, suç, kısacası ‘’gerçekler’’. Plaklar basılıyor, radyo programlarında yayınlanıyor şarkı. Sonra biri çıkıyor ortaya, bir menajer : Jerry Heller.
‘’Eazy E and N.W.A’’ yeni menajerlerinin kurduğu bağlantılarla konserler vermeye ve öncüleri oldukları ‘’Gangsta Rap’’i yaymaya başlıyor. Bunun yanında bir yapımcıyla anlaşıp albüm yoluna giriyorlar. Ama hala kurtulamadıkları bir durum söz konusu: ırkçılık ve polis tacizi. Ve albüme yeni bir şarkı daha ekleniyor: ‘’F..k Tha Police’’.
‘’Thinkin’ every nigga is sellin’ narcotics’’/’’her zenci torbacıdır onların gözünde’’
Dertlerini çekinmeden anlattıkları bu realist rap parçasıyla birlikte ‘’Straight Outta Compton’’ albümü artık hazırdır. Çıkılan turne, FBI’dan gelen ‘tehdit mektupları’ nı ve sansür uygulama çalışmalarını beraberinde getirir. Ama dik başlı ‘’delikanlı zenciler’’ dikkate alır mı tüm bu uyarı ve tehditleri? Tabii ki hayır! Hiçbir uyarıyı dinlemezler ve filmde meşhur Detroit konserindeki polis baskınını izleriz. Ne ifade özgürlüğü kalır ortada, ne de insan hakları… Ama konserin ardından N.W.A bir simge olur. Siyahi bir ‘’direniş’’in, zulme boyun eğmeyişin simgesi.
Bu kadar çatışmanın arasında gözden kaçmayan bir detay da Cube ve E arasında yaşanan gerilim. Bu gerilim o kadar şiddetlenir ki, Cube gruptan ayrılıp, kendi yolunda devam etmeye karar verir. Kimilerinin görüşüyle ‘’tam kazanırken sahayı terk ediyor’’. Ama solo kariyerinde de büyük başarı yakalayan Ice Cube ve eski grubu arasındaki atışmalar filmde ön plana çıkan çatışma unsurlarını izleyici için biraz daha lezzetli bir hale getiriyor.
Ancak bu akıcı, çatışma dolu senaryonun arasında film, seyirciye; Los Angeles polisi tarafından darp edilen siyahi vatandaş Rodney King’i ve darp anının kaydının bulunmasına rağmen polislerin hiçbir ceza almadan bu işten sıyrılışını, ortadaki adaletsizliği ve ardından çıkan ayaklanmaları da hatırlatmayı unutmuyor. Vicdani olarak hiç bir insanın kabullenemediği bu durum karşısında çıkan ayaklanmaları ve -siyasi tatminsizliğin bir ifadesi olan- anarşiyi tüm gerçekliğiyle gösteriyor.
Hip hop kültürü ve rap müzik takipçileri için eşsiz bir yapım olan ‘’Straight Outta Compton’’; Amerikan gettosunu derinliğiyle işleyen; direnişin, boyun eğmeyişin ve birliğin gücünün; haksızlığa karşı bir kıvılcımı, nasıl büyük bir alev topuna dönüştürebileceğini gözler önüne seren, Türkiye sinemalarında maalesef gösterime dahi giremeyen film, herkes tarafından izlenmesi gereken müzikal bir drama örneği.