30 yıldır kültür ve medya gazeteciliği yapan São Paulo Sanat Eleştirmenleri Birliği Başkan Yardımcısı Edianez Parente, Türk TV dizilerinin Brezilya macerasını ve rekabetçi bir piyasada nasıl başarılı olabildiklerini anlattı. Parente, Brezilyalı seyircilerin Türk dizilerini kendi ahlaki değerlerine daha yakın bulduklarını söyledi.
Edianez Parente Kimdir?
São Paulo Pontifical Katolik Üniversitesi Gazetecilik bölümünden lisans derecesi, São Paulo Fundação Getulio Vargas Enstitüsü’nden İletişim dalında yüksek lisans derecesi aldı.
Kültür ve medya alanında uzman bir gazetecidir. Son 30 yıldır kültür, iletişim ve medya alanında çalışmaktadır.
1998’den beri televizyon jürisi üyeliğinde bulunduğu APCA’da (São Paulo Sanat Eleştirmenleri Birliği) halen Başkan Yardımcısı olarak görevini sürdürmektedir.
Daha önce Folha da Tarde gazetesinde Kültür ve Çeşitlilik Editörlüğü, Pay-TV’de Genel Yayın Yönetmenliği, Tela Viva’da Programlama ve İçerik Editörlüğü, Meio & Messagem gazetesinde Genel Yayın Yönetmenliği, APRO’da (Brezilya Görsel-İşitsel Üretim Derneği) İletişim ve Pazarlama Müdürlüğü yaptı.
-Türk TV dizilerinin Brezilya macerası nasıl başladı? Brezilya’nın kendisi yılların dizi ihracatçısıyken Türk dizileri nasıl tutunabildi?
İlginçtir, Brezilya televizyonlarında Türkiye’yi ilk kez tanıtan, Brezilya yapımı Gloria Perez’in “Salve Jorge” (Cesur Kadın, Globo, 2012) isimli bir “telenovela (pembe dizi)”sıydı. Uluslararası kadın kaçakçılığına odaklanan ancak paralelde bir komplonun işlendiği, Brezilyalı bir oyuncu kadrosunun Türkiye’deki yerel sakinleri canlandırdığı, ülkenin güzel manzaralarını gösteren bir diziydi ve büyük bir başarı gösterdi.
Bundan yaklaşık iki yıl sonra, Brezilya’daki kanallar arası rating sıralamasında dört numara olan TV Bandeirantes, kendileri için şaşırtıcı derecede iyi sonuçlar veren ve altı ay boyunca yayınladıkları Türk yapımı “Binbir Gece”yi satın aldı. Bunu yine çok iyi bir performans sergileyen “Fatmagül – Sevginin Gücü” takip etti.
“Fatmagül” den sonra Bandeirantes kanalı “Sıla”, “Ezel”, “Yasak Aşk” ve “Bana Sevmeyi Anlat”ı yayınladı.
Diziler Brezilya televizyonlarında günlük yayınlanır. O nedenle özgün diziler reklam araları dahil 30 ila 45 dakikalık bölümler olarak yeniden düzenlendi.
Bandeirantes, bu yıl, 2019’da dizi yayınlamayı durdurdu. Ancak seyirciler bu dizileri diğer platformlarda aramayı çoktan öğrenmişlerdi.
Brezilya televizyonlarının her zaman yüksek kaliteli ve başarılı dramalar sunduğunu ve çok rekabetçi bir pazar olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Her gece, toplam izleyicinin üçte biri, TV Globo’nun prime time dizisini izliyor. Kanalda diziler yerel olarak üretilir ve Pazartesi’den Cumartesi’ye, her gün gösterilir. Öyle ki TV Globo prime time’da üç, bazen dört dizi yayınlar. SBT (toplam rating’te ikinci TV istasyonu) ve Record (Brezilya’da üçüncü TV kanalı) kendi dizilerini de üretirler.
Bu bağlamda, Türk TV dizileri, yerel izleyicinin bir kısmını ele geçirmede iyi bir başarı sergiledi.
TV Bandeirantes’tan sonra SBT kanalı da “Sıla” dizisini “Sila: Prisioneira do Amor (Sıla-Aşk Tutsağı) adıyla yayınladı.
-“Diğer platformlar” dediğiniz hangileri? Neler oluyor o platformlarda?
Netflix Brezilya’da bazı Türk dizilerini yayınlamaya başladı. Bunlardan ilki geçen yıl “Hakan: Son Muhafız” idi. Platform bu yıl da dizinin ikinci sezonunu ve diğer beş Türk dizisini başlattı: “Ölümsüzler”, “Börü”, “Great Ottoman Warrior”, “Kavşak” ve “Ezel ”. Netflix’de izleyici kitlesi, rating ölçümü veya herhangi bir veriye sahip değiliz, ancak Türk TV dizilerine özel sosyal medya grupları gözlemliyorum.
Türk dizilerinin ne kadar güçlü bir yer edindiğini ifade eden, binlerce sadık üyesi ve takipçisi olan Brezilyalı Facebook grupları ve Fan sayfaları var. İnsanlar buralarda diziler hakkında fikirlerini ve ipuçlarını paylaşıyor. YouTube’da, Star TV web sitesinde veya nerede bulabilirse izlemeye; izleyemedikleri bölümlerle ilgili haber almaya çalışıyorlar. Ayrıca şunu belirteyim, Brezilyalı seyirciler “alternatif” platformlarda genellikle altyazı olmamasından şikayetçiler.
Brezilya seyircisinin Türkiye televizyon dizilerini sevmesinin ana nedenleri sizce neler? Türk dizilerinin Brezilya seyircisine uyan bir “tarif”i var mı?
Sanırım Türk dizilerinin tarifi, bütün aile tarafından izlenebilecek, kolay anlaşılır, duygusal ve romantik bir hikaye içeriyor olmaları. Brezilya’da seyircilerin bir bölümü cinsel içerikli dizilerde kendilerini pek rahat hissetmiyorlar ve kısmi olsa bile çıplaklık içeren kimi mahrem sahnelere maruz kalmamayı tercih ediyorlar. Bu nedenle, Türk TV dizileri ahlaklarına daha uygun görünüyor.
Ayrıca karakterlerin çok iyi tanımlandığını da görüyorum: Tam olarak kimin kötü adam olduğunu, iyi olanın kim olduğunu biliyorsun. İnsanlar destekleyecekleri veya nefret edecek kötü adamları kolayca tanımlayıp özdeşleşiyorlar.
Bunun dışında senaryoların, klasik hikayeler gibi evrensel ve insan dramaları içerdiğini, böylece herkesin günlük gerçekliğine aktarılmasının kolay olduğunu düşünüyorum. İlişkiler ve ikilemler de algımıza çok aşina.
Bence, Brezilya izleyicisinin Türk dizileriyle özdeşleşmesinin, hikayelerin duygusal yükü ve cezbedici kırılımlar içeren anlatım şekli ile daha fazla ilgisi var. Kişisel olarak üstesinden gelme, başarma hikayeleri de iyi kabul görüyor.
Sonuncusu ama diğerlerinden daha az önemli olmayanı, Brezilya’da romantik içerik her zaman baş tacıdır ve bazı seyirciler sadece bunu ister.
Saydığım tüm bu noktalar, Türk dizilerinin Arjantin ve Şili gibi diğer Latin Amerika ülkelerinde de iyi kabul görüyor olmalarını açıklıyor. Arjantin ve Şili’de ayrıca yerel üretim olmasına ve kıtanın diğer ülkeleri Meksika ve Kolombiya’dan gelen dizilerle de rekabet etmek zorunda olmasına rağmen kabul görüyorlar Türk dizileri.
TV Bandeirantes’ten bir Aşk-ı Memnu fragmanı: “Amor Proibido” (Yasak Aşk)
-TV dizisi ihracatı “kültür ihracatı”na ne gibi somut katkılar yapabilir? ”Kültürel ihracatı“ sadece ”bu ülkelerden daha fazla turist çekmek” olarak görmek yeterli mi? TV dizilerinin ”kültürlerin kaynaşması“ ve hatta ”kültürel diplomasi”üzerinde de bir etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?
Çok kültürlü bir millet olan Brezilya; Avrupa’dan gelen göçmenler (çoğunlukla Portekiz ve İtalya’dan), bazıları Orta Doğu’dan, Asya’dan (Japonya’dan) ve elbette üç yüzyıllık köleliğin ardından Afrika’dan gelen insanlarla çok karmaşık bir nüfusa sahip. O yüzden, Brezilya seyircisi “dışarıdan gelen”lere çok açık. İnsanların Türk dizilerini, bu tür içeriği izlemelerinin olası bir nedeni de bu. Dillerin farkı – Türkçe ve Portekizce – belirtilebilecek tek engel.
Kültürel ihracatla ilgili olarak; farklı ülkeler arasında artan bağlantıları düşündüğümüzde görsel-işitsel içerikle gerçekleşen kültürel alışverişi önemli bir ivme olarak görüyorum. Bence bu sadece turizmin artışı ile ilgili değil. Çünkü sadece seyahat ederek değil; diğer kültürün edebiyat, müzik, sanat ve sanatçılarıyla temas kurarak o kültüre dahil olabilirsiniz. TV dizileri ilişkileri genişletmek ve mesafeleri kısaltmak için kapıları açabilir.