Nijerya’dan yayın yapan, ağırlıklı olarak Nollywood filmlerini inceleyen web sitesi TheMoviePencil.com’un kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni Adesegun Adetoro, Nollywood’u endüstrileşme, sosyo-kültürel misyon, içerik, dönüşüm ve geleceği açılarından ele aldı. Adetero, “Nollywood cinsiyete daha az odaklanıyor, işi kimin yapabileceğine, erkek ya da kadın olsun, eldeki göreve kimin uyduğuna önem veriyor” diyor.

Adesegun Adetoro Kimdir?

Nijerya’dan yayın yapan, ağırlıklı olarak Nollywood filmlerini inceleyen web sitesi TheMoviePencil.com’un kurucusu ve Genel Yayın Yönetmenidir. Site film haber, yorum ve eleştirileri yanında festivaller ve sektördeki gelişmeleri de takip ediyor.

Aynı zamanda Nijerya’da Yeminli Mali Müşavirlik yapan Adesegun, sinema aşkını zaman içinde sinema yazarlığı tutkusuna dönüştürmüş.

– Nollywood, sektörel boyut bakımından dünyada ikinci. Nijerya sinemasının Afrika’ya egemen olduğunu ve hatta Afrika kıtası adına konuştuğunu ve tüm kıtanın hikayelerini anlatmayı üstlendiğini söyleyebilir miyiz?

Gerçekten de Nollywood, içerik üretimi nedeniyle dünyanın en büyük ikinci film endüstrisi olarak lanse edildi. Ayrıca Afrika’da TV ekranlarında çok popüler olarak rapor edildi. Bununla birlikte, Nijerya film endüstrisinin Afrika kıtası adına konuşabileceğini veya hikayelerini anlatabileceğini söyleyebilecek kadar ileri gidemem.

Asıl sebep, hiç kimsenin kıtadaki film endüstrisinin farklı aşiretlere, dillere ve deneyimlere sahip 54 ülke için konuşma görevini üstlenememesi. Bu aptallık olurdu. Neredeyse Fransız sinemasının tüm Avrupa kıtası için konuşmasını beklemek gibi. Kanımca Nollywood hala kendini bulma gayretinde ve sinema perdesine aktarılabilecek birçok Nijeryalı öykülerini bile anlatmaya başlamadı.

Nollywood endüstrisi yapı, finansman ve izleyici ilgisi açısından geliştikçe, Nijeryalı deneyimin çeşitliliğini yansıtan hikayeleri de teşvik edeceği umudundayım. Çünkü Nijerya, yaklaşık 200 milyon nüfusu, 250 etnik grup ve 500’den fazla diliyle tasvir edilebilecek ve perdede tasvir edilmesi gereken birçok hikayeye sahip.

– Nollywood’un ülkede (örneğin, ulusal birliği güçlendirmek vb.), Afrika kıtasında (örneğin kıtanın birliği, vb.) ve dünyadaki sosyolojik ve kültürel misyonu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu noktada, birleşik bir sosyolojik ve kültürel misyon olduğunu söyleyemem. Film yapımcılarının toplumu etkileyen sosyal sorunları, örneğin tecavüz, yolsuzluk ve çeşitli ayrımcılık biçimlerini ele aldığı biliniyor. Ayrıca, Nollywood filmleri, sosyal ahlaksızlıkların olumsuz etkileri gibi, izleyicilerine bir ‘mesaj’ sunma eğilimindedir.

Ancak bu aşamada bir bütün olarak, Nijeryalı film endüstrisinin öncelikle eğlence faktörüne odaklanan daha fazla filmi var. Şu anda, bir sürü komedi çekiliyor. İzleyicilerin iyi hissetmek ve gülmek istedikleri ve sinemanın ülkedeki genel olarak zorlu ekonomik durumdan bir kaçma yöntemi sağladığı söylenebilir. Böylece, birçok film yapımcısı renkli sinematografi ve kalabalık bir oyuncu kadrosu içeren gösterişli komedi filmleri yapmayı seçiyorlar.

Yukarıdakilere rağmen, Nijeryalı hikayenin farklı yönlerini anlatmaya odaklanan sinemacılar da mevcut. Her iki sinemacı sınıfı da endüstrinin büyümesi için önemlidir. Ancak Nijeryalıların insan olarak ne kadar seçici ve ilginç olduğunu paylaşan daha fazla hikaye görmek istiyorum.

– Nollywood’un, özellikle 2000’li yıllardan beri profesyonellik anlamında büyük bir dönüşüm geçirdiğini görüyoruz. Tabii bunun öncesi de vardı. 1990’ların muhteşem doğrudan-video-filmleri dönemi, teknik olanaklar ve hikaye anlatımı olarak sona erdi diyebilir miyiz? Yenilikler ve süreklilikler neler?

Endüstrinin dönüşümü teknik açıdan daha fazla oldu. Çekim için daha iyi kameralarımız var, elimizin altında daha fazla teknoloji var ve insanlar doğrudan-video çağında kullanamadığımız şeyleri deniyorlar. Ancak, tüm bunlar olurken, doğrudan-video dönemi teknik olarak Nollywood’da bitmedi.

Nijerya’da hala doğrudan-DVD modelini başarıyla işleten bölgeler var. Aslında, “ev videoları” olarak adlandırdığımız,  yerel dillerde yüksek miktarlarda üreten DVD film yapımcılarının, daha büyük bütçeli sinema yapımcılarından daha fazla film çektiğine inanıyorum. Aksi takdirde, Nollywood dünyadaki en büyük ikinci film üreticisi unvanına sahip olamazdı.

– Nollywood filmlerinin günümüzde tematik olarak kentlileştiğini ve derinleştiğini görüyoruz. Melodramlar hala vazgeçilmez elbette, ancak “korku ve sihir”in gündemden çıktığını söyleyebilir miyiz? Sizce “Yeni Dalga”nın temaları nereye evrilecek?

Nijerya filmlerinin ele aldığı tek temanın korku veya voodoo olup olmadığının sorulduğu zamanlar vardı. Şimdi buna cevap vermek ilginç. Sanırım yıllar geçtikçe, film yapımcıları diğer türlere daha fazla ışık tutmayı seçtiler ve voodoo filmleri sinema dönemine pek iyi bir geçiş yapamadı.

Yine de, bu türler kesinlikle ölmedi. Daha önce de belirttiğim gibi, ev videoları hala Nijerya’da gelişen bir endüstriye sahip ve bu türleri devam ettiriyorlar. Ayrıca bazı sinema filmlerinin dramalar ve komediler kadar sık olmasa da bu temaları ele aldığını görüyoruz. Bu yıl ‘Living in Bondage’ filminin yeniden yapımı (remake) sinemalarda gösterime girecek. Bilmeyenler için söyleyeyim, ‘Living in Bondage’ doğrudan-video çağının klasiklerinden birisi. İzleyicilerin bu yeniden yapıma tepkisini gözlemlemek ilginç olacak.

“Yeni Dalga” ile ilgili olarak, daha önce de belirttiğim gibi, şimdi komedi ve dramalar için güçlü bir eğilim var. Ancak umut, endüstrinin izleyicinin beğenisine dayanarak farklı Nijerya hikayelerini farklı biçimlerde ve tarzlarda anlatmaya evrilmesidir.

Living In Bondage 2 (2019) filminin ilk tanıtım videosu

– Diğer ülke sinema endüstrilerinden farklı olarak, Nijerya’da yapımcı, yönetmen ve oyuncu olarak güçlü bir kadın ağırlığı var. Bunun nedenleri neler?

Bu soruya yanıt verebilmek adına film endüstrisindeki birkaç film yapımcısına ve kimi paydaşlara görüşlerini almak için ulaştım ve aldığım ağırlıklı yanıt ‘eşitlik’ idi.

Nollywood, cinsiyete daha az odaklanıyor, işi kimin yapabileceğine, erkek ya da kadın olsun, eldeki göreve kimin uyduğuna önem veriyor. Ayrıca kadınların, daha yapılandırılmış başka bir sektörü tercih edebilecek erkeklerden ziyade sanatsal kariyerle daha fazla ilgilendikleri görülüyor.

Bazıları, kadınların sinema için fon sağlamalarının daha kolay olduğunu söylüyor. Ama kendi düşünceme göre, kadın ağırlığının nedeni sayılanların bir kombinasyonu. Nollywood’da kadınlar yapabileceklerini gösterdiler, sinema dünyasını ele almak için daha istekliler. Ve genellikle cinsiyetleri nedeniyle sektöre giriş engeliyle karşılaşmazlar.

– Nollywood kendi içinde ve dünyada hak ettiği üst sınıra ulaştı mı? Nollywod’un telif hakkı sorunu sürekli olarak dile getirilen bir olgu. Sizce daha yapacak neler var?

Nollywood hak ettiği üst sınırın yakınında değil. Büyüyor, evrimleşiyor ve kendini buluyor. Ancak sektörden daha fazlasını ummak için daha uzun bir yol var.

Hala mücadele edilmesi gereken çok şey var. Finansman, devlet desteği, hikaye anlatımı, ses, dağıtım, telif hakkı ve hak ihlallerinde hukuki yaptırım, izleyici ve eleştirel takdir vb. Ancak son 7 yıldır sektör hakkında gözlem yapan ve belgeleyen biri olarak cesaretle Nollywood’un yukarı doğru bir yörüngede olduğunu söyleyebilirim. Dediğim gibi, hala yapacak çok şey var, ancak sektör yavaş ama emin adımlarla büyüyor.