90’a 3 kala yıl 1987; siyasi, toplumsal ve kültürel bir dönüşüm yaşayan Türkiye, aynı dönüşümü müzikte de yaşıyor. Klasik senaryodur bilirsiniz, Güneydoğu’dan kalın kaşlı, bıyıklı, şiveli bir adam gelir türkücü olmak ister ve bir şekilde olur. En bilindik örneği İbrahim Tatlıses’tir. Bu durum Kemal Sunal’ın Şark Bülbülü filminde komedi unsuru olmuştur. Buradaki karakterimiz de Uğur Yücel’in canlandırdığı Ali Nazik isminde, yine Güneydoğu’dan gelen kalın kaşlı, bıyıklı, şiveli İbrahim Tatlıses’e özenen bir tiptir.

Bir tür yapımcı olan Muhsin Bey’e gelen Ali Nazik  türkücü olmak istediğini söyler. Ama sesi arabeske daha yatkındır. Muhsin Bey kesinlikle arabesk söylemesini istemez. Küçümser arabeski, alışamamıştır hala. Çünkü arabesk;banal, minibüs ve gecekondu müziğidir. Hatta kimine göre müzik bile değildir. 1980’lere gelene kadar ismi bile konulmamıştır bu müziğin. Ama özellikle İbrahim Tatlıses ile başlayan bu kırdan kente gelen arabeskçi furyası,arabeskin sadece minibüste değil pavyonlarda, gazinolarda ve hatta TRT’de de dinlenmesine yol açar. Ali Nazik’in söylediği gibi “e abe istiler napak, söyliyik bizde”.

Herkes kendinden bir parça bulur arabeskte: “yalnızım dostlarım, yalnızım yalnız” diyerek yalnız insana; “her sevgi zamanla bitermiş dediler, benim ki bitmedi anlayamadım” diyerek aşk acısı çekene; “kahrediyor hayat beni, acıların çocuğuyum” diyerek acı çekenlere; “bir kulunu çok sevdim, o beni hiç sevmiyor” diyerek de karşılıksız sevenlere dinletir kendini.

Kürt şarkıcı, Laz gazino sahibi, arabesk kültürünün gelişmesi, yalnız yaşayan kadın, bekar erkek, çocuk türkücü gibi temalarla 1980’lerin toplumsal yaşantısına bir ışık tutar Muhsin Bey filmi.

1980’lerde “gelişen” dolandırıcılık sektörünün, Türkiye’deki kurumsallaşmasını sağlayan Banker Kastelli ve sonrasında 80’leri meşgul eden dolandırıcılık furyasından da bir şeyler görmek mümkün filmde.

Şu şekilde yankı buluyor filmde dolandırıcılık meselesi: Muhsin Bey, Ali Nazik’in kasedini finanse etmek amacıyla gazeteye ses sanatçısı seçileceği ilanını verir. Gelenlerden belli miktarda para alır ve ortadan kaybolur…

Muhsin Bey şerefli bir insandır tabi, gider teslim olur. Çıktığında kaset yapılmıştır. Urfalı türkücümüz hayali olan pembe gömlek ve altın kolyesine, Muhsin Bey ise yalnız yaşayan üst kat komşusuna kavuşur ve film böyle biter.

1980’leri okumakta izleyiciye bir ışık tutar Muhsin Bey filmi. Sinemada yayınlandığı dönem sadece 30 bin kişi tarafından izlenen bu film, değeri sonradan anlaşılarak sinemamızın en önemli filmleri arasına girmiştir. IMDB’nin belirlediği Türk Sinema Tarihinin En İyi 40 Filmi listesine 8.6 puanla 12. Sırada bulunmakta. Listenin tamamına https://onedio.com/haber/imdb-deki-en-iyi-20-turk-filmi-5-000-oy-uzeri–524864 linkinden ulaşabilirsiniz.