Merhaba sevgili SineBlog okuyucuları! “Bu Hafta” köşesinde oldukça iddialı bulduğum ve yazarken çok keyif aldığım iki yapım sizlerle. Bu iki yapımdan biri Amerikan drama dizisi Cursed, bir diğeri ise Avustralya yapımı bir drama dizisi Stateless. İkisi de değindikleri konular sebebiyle önem taşıyan ve diğer yapımlardan farklarını ortaya koymayı başarabilmiş yapımlar.Farklı bir bakış açısı ve sert gerçeklikle yüzleşmek isteyeceklerin seveceği türden bu dizileri izleyeceklere keyifli seyirler dilerim!

Cursed

Cursed, Frank Miller ve Tom Wheeler tarafından yaratılan ve aynı adlı resimli bir romandan uyarlanan Amerikan fantezi drama dizisidir. Dizimiz Nimua karakteri ile paralı asker Arthur’un etrafında dönecektir ve bu ikilinin birbirinden zor mücadeleleri izleyenlere soluksuz anlar yaşatacağa benziyor! Cursed, Kral Arthur’un öyküsünde karşımıza çıkan Lady of the Lake karakterinin hikayesini konu ediyor aslına bakılırsa. Bu hikayede gizemli güçlere ve efsanevi bir kılıca sahip olan genç bir kadın olan Nimue, bu özelliklerinden dolayı köyü tarafından cadı olduğu düşünülerek dışlanır. Bu dışlanmaya daha fazla dayanamaz ve yeni bir hayata başlamak üzere köyünden ayrılmaya karar verir.

Sonra bu genç kadın Nimue’nin annesi ölür. Annesinin ölümünün ardından Merlin’i aramaya koyulur. Antik bir kılıcı teslim etmek üzere çıktığı bu yolculukta isteği hem kılıcı teslim etmek hem de kendi gibi olan insanları acımasız bir ordudan kurtarmaktır. Çıktığı bu yolculukta beklenmedik bir yol arkadaşı edinir. Bu kişi Arthur olacaktır. Arthur ile işbirliği yapan Nimue zalimliğe karşı cesaretin sembolüne dönüşecektir. Bu ikili yolculukları boyunca birçok zorlukla karşılaşacak ve bu zorluklar karşısında verecekleri mücadele diziyi bir solukta bitirmenize vesile olacak türden. Çekimleri İngiltere Deepcut’ta inşaa edilen bir sette gerçekleşen dizinin oyuncu kadrosuna göz atacak olursak; başrolde adından çokça bahsettirecek Katherine Langford, Devan Terrell ve Gustaf Skarsgard gibi oyuncular yer almakta. 17 Temmuz’da Netflix’te vizyona giren dizi 10 bölümden oluşmakta ve izleyenlerini beklemekte!

Stateless

Türkçeye ”Vatansız” olarak çevrilen ve Cate Blanchett, Tony Ayres ve Elise McCredie tarafından yaratılan drama dizisidir. Yönetmen koltuğunda Emma Freeman ve Belinda Chayko’nun oturduğu dizi 1 Mart 2020’de başlatılan bir Avustralya televizyon dizisidir. Fakat geçtiğimiz günlerde Netflix platformunda yerini aldı. Vurguladığı ve değindiği konuların önemli ve gerçek olması bakımından bu yapıt oldukça mühim. Stateless, gerçek olaylardan esinlenen hikayesini, Avustralya’da göçmenlerin göz altında tutulduğu bir toplama merkezinde yolları kesişsen dört karakter üzerinden anlatıyor. Kaçak bir kadın, cesur bir mülteci, azimli bir bürokrat ve zor durumdaki bir baba.

Dilerseniz bu karakterleri daha yakından tanıyalım; Avustralya vatandaşı bir hostes olan Sofie kendisine tecavüz eden adamdan uzaklaşmak için kimliğini gizleyip ülke dışına çıkmaya çalışırken kaçak bir göçmen sanılarak toplama merkezine getirilen bir karakter olarak karşımıza çıkar. Afganistanlı bir mülteci olan Ameer eşi ve iki kızını terörden kurtarabilmek ve onlara daha iyi bir yaşam sunabilmek için ailesi ile birlikte Avustralya’ya doğru yola çıkıyor. Cam yaşadığı mali sıkıntılardan kurtulmak için gönülsüzce de olsa toplama merkezinde gardiyan olarak çalışan bir karakter ve son olarak Clare ise basının merceği altındaki toplama merkezinde yönetimi devralıp sorunları çözmesi için göç idaresi tarafından görevlendirilen bir karakterimiz.

Fakat dizinin benzer yapımlardan ayrılan özelliği Sofie karakteri oluyor. Sofie, çocukluğundan beri kendisini ihmal eden ailesinin ona biçtiği rolü reddedip kendi yolunu çizmeye çalışır. Kendisine çizdiği bu yolda bir dans grubuna dahil olan Sofie orada yaşadığı tecavüz sonucu alt üst oluyor. Geçmişte de boğuştuğu psikolojik sorunlara bu büyük travma da eklenince olabildiğince uzağa gitmeye karar verir ve Alman bir kadının kimliğini çalarak yola koyulur. Yolu göçmen toplama merkezine düşen Sofie, mahkum oldukları yaşamlardan kaçıp kendi yollarını çizmeye çalışan göçmenlerin arasına karışır ve yerini pek de yadırgamaz. Dizide Avustralya vatandaşı olduğu halde göçmenlerle birlikte toplama merkezine kapatılan ve iş yükü altında ezildiği için haftalarca kim olduğu anlaşılmayan Sofie, göçmenlerin yüzleşmek zorunda olduğu sistemin ne denli kusurlu olduğunu gözler önüne serecektir! Göçmenler konusunda farkındalık yaratabilmesi ve bu soruna içeriden bir bakış olması açısından fazlasıyla önem taşıyan dizinin oyuncu kadrosundan bahsedecek olursak; Yvonne Strahovski, Jai Courtney, Tony Ayres… 6 bölümden oluşan dizi artık Netflix’te. Keyifli seyirler!