Vizyona 2017 yılında giren Kutsal Geyiğin Ölümü (Yorgos Lanthimos, 2017) filminin yönetmenliğini, daha önceden Köpek Dişi (2009) ve Istakoz (2015) adlı filmleriyle bilinen Yorgos Lanthimos üstlenmektedir. Filmin görüntü yönetmenliğini ise Thimios Bakatakis yapmaktadır. Filmin başrollerinde, daha önceden Istakoz filminde de yer alan Colin Farrell ve ayrıca Nicole Kidman gibi ünlü isimler yer almaktadır. Kutsal Geyiğin Ölümü bir çok dalda Cannes Film Festivali’ne aday gösterilmiş ve en iyi senaryo ödülünü kazanmıştır.

Filmde, Colin Farrell ünlü ve başarılı bir kalp cerrahı olan Steven Murphy’i, Nicole Kidman ise göz doktoru Anna Murphy’i canlandırmaktadır. Çocukları Bob ve Kim ile yaşamlarını sürdüren ailenin düzeni, Martin’in aile ile kaynaşması ile bozulmaktadır. Alkol alması yüzünden ameliyatı başarıyla tamamlayamadığı için Martin’in babasını öldürmekle suçlanan cerrah Steven, Martin’in ailesine dahil olması gibi isteklerini reddetmektedir. Bunun sonucunda doğa üstü bir güç ile ailesini Martin’in bahsettiği felç, iştahsızlık ve gözlerinin kanaması gibi kehanetler beklemektedir. Steven suçunun cezasını ailesinden birisini öldürmek için seçime zorlanarak ve sonunda öldürerek çekmektedir. Bu çalışmada ise Kutsal Geyiğin Ölümü adlı filmin Iphigenia in Aulia ve Oedipus the King gibi trajediler ile bağlantısı incelenip, Freud’un öne sürdüğü kavramlar ile birleştirilerek mitolojik ve ikonografik açıdan bir inceleme yapılacaktır.

Film, adından da anlaşılabileceği üzere Iphigenia mitinin modern bir versyonu gibi görülebilmektedir. Bu trajediye göre kral Agamemnon Truva Savaşı’na katılmak üzere ordusu ile birlikte Aulis adasına gelmiştir. Av tanrıçası Artemis için kutsal sayılan bu adada, Artemis’in kutsal bir geyiği öldürülür. Bunun üzerine Artemis, ceza olarak, Agamemnon ve ordusunu bütün rüzgarları durdurarak hapsetmektedir. Artemis, Agamemnon’dan işlediği suça karşılık olarak kızı Iphigenia’yı kurban etmesini istemektedir. Hikaye boyunca Agamemnon sevdiği kızını kurban etmenin zorluğu ve bu karar hakkında gel-gitler yaşamaktadır ve sonunda Iphigenia kendini feda etmektedir (Euripides & Coleridge, 1891). Film ve mitin benzerlikleri oldukça belirgin olarak görülebilmektedir. Steven karakterinin hatası, tıpkı Agamemnon gibi kutsal bir varlığı öldürmesidir: bu durumda, Martin’in babasını. Martin tıpkı tanrıça Artemis gibi Steven’dan bir kurban istemektedir. Rüzgarın yokluğunun Agamemnon’un gemilerini hareketsiz kılması gibi Steven’ın çocukları da hareketsiz kalmıştır (Marrone, 2017). Anna tıpkı Clytemnestra gibi bu intikam isteğini sorgulamakta ve Martin’i ziyaret etmektedir. Kim ise Iphigenia’nın sevilen çocuk rolünü ve kendini adamayı kabul etmesi gibi rollerini üstlenirken, gerçek kurban değildir. Felç olduğu karede gösterilen odasındaki geyik tablosu ile Bob ise kutsal geyiğin karşılığında kurban edilen kişidir.

Filmdeki tek alegori Iphigenia hikayesinden ibaret değildir. Ayrıca Elektra ve Oedipus mitlerine, dolayısıyla Freud’a da gönderme bulunmaktadır. Russell Dewey’e göre Freud’un aile dramasındaki Oedipus kompleksi, erkek çocuğun annesine karşı olan cinsel yaklaşımıdır. Erkek çocuk bu durumda babasını bir rakip olarak görmektedir ve başlangıçta ondan nefret eder. Daha sonrasında baba figürüne karşı olan zayıflığı nedeniyle, bir savunma mekanizması olarak babası gibi olmaya çalışmaktadır (Dewey, 2017) Filmin başlarında Bob, babasının çiçekleri sulama ve saçlarını kestirme gibi isteklerini reddetmekte ve annesi gibi göz doktoru olmak istediğini belirtmektedir. Ancak filmin ilerleyen noktalarında Bob’un savunma mekanizması devreye girmekte ve babasının isteklerini tek tek yerine getirmektedir. Ayrıca babası gibi kalp doktoru olmak istediğini de dile getirmektedir. Ek olarak, tıpkı Oedipus gibi Bob’un da gözlerinin kanaması bu noktayı destekler niteliktedir.

Electra kompleksi de benzer şekilde kız çocuğunun babasına karşı sevgi üzerinedir. Annesi ile aynı kaderi paylaştığını gören çocuk, annesinden başlangıçta nefret etmekte ve daha sonra aynı şekilde karşıt tepki ve özdeşim kurarak annesini sever ve onun gibi olmaya çalışmaktadır (Dewey, 2017). Filmin başlarında, Kim karakteri ile annesi arasında bir gerginlik bulunmaktadır. Hatta hastane sahnesinde Kim’in annesine hakaret ettiği ve annesinin de onu hırpaladığı görülmektedir. Ayrıca, Kim babasının ona verdiği görevleri yerine getirmekte, koro çalışmalarını beraber yapmakta ve gününü sadece babasıyla paylaştığı görülmektedir. Daha sonrasında ise Kim annesinden özür dilemektedir. Martin ve Kim’in, Kim’in odasında yalnız olduğu sahnede ise, Kim tıpkı annesi gibi yatakta yarı çıplak ve ters bir şekilde genel anestezi almış gibi durmaktadır. Bu durum Kim’in hem babasının cinsel fantezilerini yerine getirmeye çalıştığı, hem de annesi gibi olmaya çalıştığı olarak görülebilmektedir.

Ayrıca, filmde karakterler intikam ve nefret gibi yoğun duygularla karşı karşıya kalmalarına ve ailelerinin yıkılmasına şahit olmalarına rağmen oldukça az duygularını göstermektedirler ve bu film içinde oldukça donuk ve rahatsız edici bir ton oluşturmaktadır. Film gerçekler üzerine odaklanan, duygusuz ve monoton konuşmalardan oluşmaktadır. Filmdeki karakterler çoğunlukla aralarındaki alışveriş ve takaslar için birbirleriyle iletişim kurdukları için, konuşmaları da tıpkı birer fatura gibi yaptıkları alışverişin bilgileriyle kısıtlı kalmaktadır. (Baessler, 2017). Örneğin, Steven Martin’e hediye saat alınca, Martin Steven’ın ailesine hediye alarak karşılık vermektedir. Steven’ın evine daveti üzerine, Martin de hemen ertesi gün Steven’ı davet etmektedir. Ailesinden bir bireyin öldürülmesine karşılık, Martin de Steven’ın ailesinden birisini öldürmesini istemektedir. Steven’ın Martin’in annesini yüzüstü bırakması gibi Martin de Kim’i bırakıp gitmektedir. İlk sahnede alkolün etkisiyle Martin’in babasını öldüren Steven, son sahnede kendi etrafında dönerek kendi üzerinde benzer bir etki yaratarak Bob’u öldürmektedir. Filmde bunlara benzer daha bir çok örnek yer almaktadır ve dolayısıyla alışverişe bu kadar yoğun yer verilen bir dünyada duyguya yer yoktur.

Filmde rahatsız edici tonu oluşturan bir başka öge ise kamera açılarıdır. Filmde, Stanley Kubrick’in yönetmenliğini yaptığı The Shining (1980) adlı filminde kullanılan kamera açıları ve hareketleri görülmektedir. Yönetmen Yorgos Lanthimos bir söyleşide kamera açısını çok yüksek ya da çok alçak açılardan alarak, insanları takip ettirerek ve arkalarından yaklaştırarak sanki bir başka varlık orada bulunuyormuş gibi bir his yaratmaya çalıştığını belirtmektedir (Lanthimos, 2017).

Steven ve eşi Anna’nın meslekleri, günlük hayatta tanrı rolüne en yakın olarak kabul edilebilecek meslek olan doktorluktur. Steven bir kalp cerrahı, Anna ise bir göz doktorudur. Filmde doktorların hastaları üzerindeki tanrısal gücü vurgulanmaktadır. Steven’ın genel anestezi üzerine olan cinsel fantezisi, bu tanrısal gücü yatak odasında bile hissetmek istediğini göstermekte ve insanların hayatı üzerinde büyük bir otoriteye sahip olan doktorluk ile kadınlar üzerinde otorite kuran masküliniteyi bağdaştırmaktadır. Ancak, ironik olarak bu doktor çiftini zor duruma sokacak bir durum gerçekleşir. Bu sefer bir hastanın yakını doktorların ve ailesinin hayatını tanrısal, doğaüstü bir güç ile elinde tutmaktadır. Martin’in bu gücü favori filmi olduğunu belirttiği Groundhog Day (Harold Rammis, 1993) filmindeki tanrı sahnesi ile desteklenmektedir. Eşinin kontrolü ele alan, otoriter cinsel fantezilerine boyun eğen Anna, bu sefer de Martin’in tanrısal gücüne boyun eğmektedir ve çocuklarını kiliseye götürür gibi Martin’in yanına götürüp, Martin’in ayaklarını antik bir tanrıya taparcasına öpmektedir.

Sonuncu ama oldukça önemli olarak, filmin başlangıç sahnesinde açık bir kalp ameliyatına yer verilmektedir. Başlangıçta siyah bir karede, klasik müzik verilmekteyken daha sonrasında atan bir kalp ve doktorların bu kalp üzerinde orkestra gibi çalışması gösterilmektedir. Bu karenin ardından filmin adı, Kutsal Geyiğin Ölümü gösterildiği için bu kişinin Martin’in ameliyat sırasında ölen babası olduğu düşünülebilir. Ameliyat sahnesi boyunca hastanın ya da doktorların suratları gösterilmemektedir. Lanthimos başlangıçta bu açılış sahnesinde doktorların ameliyathanede nasıl çalıştırları ve makinelerin işleyişi gibi daha bir çok kareye yer vermeklerini planladıklarını ancak bu ilk çekim sonrasında, bu kadarının yeterli olduğunu görüp vazgeçtiğini belirtmektedir (Lanthimos, 2017). Bu sahnenin devamında Steven görünür ve kanlı eldivenlerini yavaşça çöpe atmaktadır. Bu kare film boyunca sırasıyla Martin’in annesi, Martin ve Anna tarafından söylenen Steven’ın çok güzel ellere sahip olması ile bağlantılıdır. Martin’in annesi bunu daha genele taşıyarak bütün doktorların güzel ellere sahip olduğunu belirtmektedir. Bunlar ele alındığında doktorları katillerin kanlı, kirli ellerinden ayıran şey eldivenleri, meslekleridir. Bu meslek sayesinde hastanın hayatını ellerinde tutarak, yaptıkları hataların ameliyathanede kaldığı ve gerçek hayatlarına steril bir şekilde devam ettikleri görülmektedir.

Sonuç olarak, Yorgos Lanthimos’un Kutsal Geyiğin Ölümü filmi, Yunan mit ve trajedilerinin modern bir dünyada geçen, alışveriş, adalet ve intikam temaları ile oluşturulmuş donuk ve rahatsız edici bir atmosfer içerisindeki değişik tanrısal güçlere sahip olan kişilerin ilişkileri yukarıda belirtiği gibi ikonografik açıdan incelenmiştir.

Kaynakça

  • Euripides. (1891). Iphigenia at Aulis. (Edward P. Coleridge, Çev.) Erişim http://ebooks.adelaide.edu.au/e/euripides/ip_aulis/index.html.
  • Marrone, M. (2017). The Killing of a Sacred Deer Doesn’t Disappoint. Erişim: 30 Mayıs 2018, https://outlook.monmouth.edu/index.php/entertainment/122-volume-90-fall-2017-spring-2018/5203-the-killing-of-a-sacred-deer-doesn-t-disappoint
  • Lanthimos, Y. (Yöneten). (2017). Kutsal Geyiğin Ölümü [Sinema Filmi]
  • Lanthimos, Y. (2017) Yorgos Lanthimos on His New Film The Killing of a Sacred Deer (D. Sims, Interviewer) Erişim: 30 Mayıs 2018, https://www.theatlantic.com/entertainment/archive/2017/09/yorgos-lanthimos-killing-of-a-sacred-deer-interview/538902/
  • Baessler, L. (2017) Why Does Everyone Speak So Strangely In ‘The Killing Of A Sacred Deer?’. Erişim: 30 Mayıs 2018, https://filmschoolrejects.com/everyone-speak-strangely-killing-sacred-deer/
  • Dewey, R. Freud’s Sexual Theory. Erişim: 29 Mayıs 2018, https://www.colorado.edu/philosophy/potter/ONPS/intropsych.com/ch11-personality/freuds-sexual-theory.html