Yazan: Kwak Yeon-soo
Özetleyerek Aktaran: Mutlu Binark
Yönetmen Choi Jin-seong, 2020’nin başlarında Kore’de büyük bir şok dalgası yaratan Telegram’daki “9 oda” suçlarını öğrendi. Bu suçlar yönetmenin daha önce hiç duymadığı yeni bir suç türüydü; mahrem bilgilerinin ele geçirilmesi için bilgisayar korsanlığı tekniklerinin kullanılması, birçok genç kadına ve reşit olmayana cinsel istismara yönelik görüntüler ve videolar göndermek için şantaj yapılması ve şifreli mesajlaşma hizmeti Telegram aracılığıyla kripto para birimleri aracılığıyla binlerce kullanıcıyla cinsel içerikli görüntülerin ticaretinin yapılması.
Daha da şok edici olan, bu suçun faillerin çoğunlukla ergenlik çağının sonlarında ve 20’li yaşların başındaki genç erkekler olması idi. “Team Flame” (hikayeyi ilk ortaya çıkaran genç kadın üniversite öğrencileri), gazeteciler ve polisle yapılan bazı araştırmalar ve röportajlardan sonra yönetmen Choi, bu siber suçların hayal ettiğinden daha korkunç ve sistematik olduğunu fark etti. Bu yüzden bu suçlar hakkında bir belgesel çekmeye karar verdi.
“Siber Cehennem: İnternet Korkusunu Ortaya Çıkarmak”, izleyicilere, çevrimiçi sohbet odası operatörlerinin, reşit olmayan kızlar da dahil olmak üzere kadınları pornografik ve insanlık onurunu zedeleyen videolar yapmaya ve göndermeye nasıl zorladığının sansürsüz bir anlatımını sunuyor.
Yönetmen, “Teknolojinin bu suçları nasıl kolaylaştırdığını gördüm. Daha fazla kazıdıkça, anlatılması gereken çok önemli bir hikaye olduğunu düşündüm. Olaya gazetecilik açısından yaklaşmaya çalıştık, bu yüzden Team Flame üyeleriyle ve dijital seks suçlarını ifşa etmeye kararlı araştırmacı gazeteciler ile görüştük” dedi.
Bu gerçek suç belgeseli, “Baksa” ve “GodGod” takma adlarını kullanan iki suçlunun kimliğinin bulunması sürecini detaylandırıyor. Onlarca genç kadını sömüren ve görüntüleri para ödeyen müşterilerle paylaşan bu erkekler, kurbanlarını “köle” olarak nitelendirmekte, istedikleri her şeyi, kendine zarar vermek dahil yaptırmaktaydı. Hatta bu iki suçlu durumu araştıran SBS, JTBC gibi tv. kanallarındaki program yapımcılarını da kurbanları intihara yönlendirme baskı ile medyada gündeme gelmeyi engellemeye çalışmışlardı.
Yönetmen, ana kahraman olarak kurbanları merkeze alsa da belgeselde tanınabilir beden çekimleri kullanmaktan kurbanları korumak için kaçındı. Yönetmen, “Hikayeyi geliştirirken kurbanlarla iletişim kurmadım çünkü bunun sanki onları yeniden mağdur ediyormuş gibi görülebileceğinden korktum” dedi. “Bunun yerine, bu olayı araştıran, kurbanlarla buluşan ve suçlularla röportaj yapan özenti gazetecilere odaklandım. Bu filmin bir diğer kahramanı ise ‘Spotlight’ filmi gibi suçluların izini süren cesur gazeteciler” dedi.
“Searching” filmi gibi, belgesel de ekranlar aracılığıyla olayı anlatılıyor – çerçevelenmiş Twitter ve Telegram sohbetlerine yer veriyor. “Bu suçun teknolojinin ilerlemesiyle ortaya çıkan yeni bir suç türü olduğunu izleyicilerin anlamalarını istedim. Ayrıca daha bu anlatım tarzı ile daha sinematik olmak istedim.” demekte yönetmen. Yönetmen Choi, filmin mesajını “Bu belgeselde altını çizmek istediğim bir husus var: Suçlarından kurtulmaya ve yakalanmamak için ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, suçlular eninde sonunda yakalanacaktır” açıkladı.
“Siber Cehennem” şu anda Netflix’te yayınlanıyor.
Son olarak ta, bu belgeselin Kore toplumunda reşit olmayan kız çocuklar ve genç kadınlara yönelik bu suçun yayılmasına, tüketilmesi katkı veren Telegram’daki 9.odanın kullanıcıları erkekleri ve erkeklik kültürünü sorgulamayı ihmal ettiğini belirtelim. Üstelik pornografik istimara maruz kalan kurbanların, kurban olma durumlarının da toplumun genelinde empati ile karşılanmadığını, tam tersine 9.Oda’yı kuran, işleten ve tüketen erkeklerin karşısında gerçek suçlu kadın kurbanlar imiş gibi değerlendirilmesini de bir saptama olarak değinelim.
Kaynak: https://www.koreatimes.co.kr/www/art/2022/05/689_329610.html