ABD Oregon Üniversitesi’nden Etiyopya asıllı akademisyen Emrakeb Woldearegay ile Etiyopya’daki Türk dizilerini konuştuk. Woldearegay iki ülke arasında kültürel yakınlık fazla olmasına rağmen Türk dizi ihracatının kalıcı olamayabileceğini açıkladı.

Emrakeb Woldearegay Kimdir?

Aslen Etiyopyalı olmasına rağmen Hindistan’da lisans ve yüksek lisansını ve Güney Afrika’daki Rhodes Üniversitesi’nde de Gazetecilik ve Medya Araştırmaları ikinci yüksek lisansını tamamladı. Etiyopya’daki gazetelerde editör ve muhabirlik yaptı, kamuda enformasyon asistanı ve Addis Ababa Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. İlgi alanları arasında seyirci araştırması, medya ve demokrasi, cinsiyet çalışmaları, Etiyopya’da sosyal medyanın rolü yer almaktadır. Halen ABD’de, Oregon Üniversitesi Gazetecilik ve İletişim Fakültesi’nde doktorasını yapıyor.

– Sizce sadece Türk dizilerini izleyen birisi olsaydınız Türkiye’yi ve Türk kültürünü nasıl tarif ederdiniz? Türk dizileri, Türkiye’ye ve Türk kültürüne bakışınızı değiştirdi mi?

Türkiye’yi aile ilişkilerine maddiyattan daha fazla değer veren kolektivist bir toplum olarak düşünürdüm. Bununla birlikte, Türk toplumunun modernlik ve kapitalist tüketicilik fikirleriyle boğuştuğunu görüyorum. Sonuç olarak aynı toplum kendi Batılı ve modern kesimleri üzerinde de bir baskı yaratıyor. Bunu en çok pahalı kıyafetler giyen, lüks arabalar süren ve lüks evlerde yaşayan karakterler üzerinde gözlemliyorum. Türk televizyon dizilerini izleme tecrübemden hareketle Türk halkının düşünceli ve empati dolu olmasına rağmen aynı zamanda tutkulu ve duygusal olduğunu da düşünüyorum.

– Etiyopya halkının Türk dizilerini sevmesinin ana nedenleri neler? Türkiye ile Etiyopya arasında hikaye anlatıcılığındaki benzerlikler, biçimler, sosyolojik yapıya aşinalık (büyük şehirlere göç, banliyöler, daha parlak bir yaşam arzusu vs.)? Ya da diğer başka faktörler?

Sorularınızda belirttiğiniz tüm benzerlikler geçerli. Etiyopyalılar benzer bir kültüre sahip ve aynı zamanda kırsal kesimden kentsel alanlara çok sayıda göç ve çarpık kentleşme içeren bir ekonomik büyüme sürecinden geçiyorlar. Çoğu insan fakir olduğu ve karakterlerin TV dizisinde sahip olduğu iyi şeyleri karşılayamadığı için ışıltılı yaşam özlemi duyuyor. Yani bu dizileri izleyerek vekaleten yaşıyorlar ve karakterlerinki gibi bir yaşamı hayal ediyor ya da fantezisini kuruyorlar. Dahası, Türk ve Etiyopya kültürü arasında birçok benzerlik var – sevilen birinin ölümüne yas tutma şeklimiz, abartılı düğünler, ortak tabaktan birlikte yemek yemek vb.

– Türkiye’nin Etiyopya’ya yaptığı dizi ihracatının “geçici bir dalga” olduğunu düşünüyor musunuz? Türkiye’nin biçimsel ve tematik olarak benzer TV dizileri ihracatı ekonomik açıdan süreklilik sağlar mı?

Evet ve hayır; çünkü böyle iyi bir içeriğin birçok Etiyopyalı film yapımcısına oyunlarını geliştirmesi ve profesyonelce rekabet etmesi için ilham verdiğine inanıyorum. Dolayısıyla Türk dizi ihracatı kalıcı bir dalga olmayabilir. Etiyopyalıların yerel dili Amharca veya diğer yerel dilleri kullanan TV programlarını veya filmlerini izlemeyi sevdiğini bilmeniz gerekir. Türk dizilerinin popüler olmasının nedenlerinden biri de Amharca dublajlı yayınlanıyor olmaları ve Etiyopyalıların karakterlerin ne dediğini anlayabilmesi. Bir diğer önemli nokta, Türkçe’den Amharca diline çeviriler çok zekice yapılıyor. Çevirmenler birebir gerçek çeviri yapmaz fakat Türk kültürünün bağlamsal anlayışını kullanırlar ve Etiyopya’daki benzer kültürle ilişkilendirirler.

– TV dizisi ihracatı “kültür ihracatı”na ne gibi somut katkılar yapabilir? ”Kültürel ihracatı“ sadece ”bu ülkelerden daha fazla turist çekmek” olarak görmek yeterli mi? TV dizilerinin ”kültürlerin kaynaşması“ ve hatta ”kültürel diplomasi”üzerinde de bir etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?

Kesinlikle evet. Diziler turistlerin ülkenize çekilmesine yol açacak kültürel ihracatlardır. Ayrıca “kültürlerin kaynaşması” veya melezlik üzerinde de bir etkisi mevcut. Etiyopya’daki Türk dizileri, Batı kültür ihracatının aksine, gelişen ve gelişmekte olan ülkelerin benzer zorlukları ve deneyimleri paylaştığı Küresel Güney’den Küresel Güney’e eğlence dolaşımlarıdır. TV dizileri aynı biçimde iyi bir kültürel diplomasi aracıdır. Çünkü bu TV dizilerinin, Batı medyasından gördüğümüz Türkiye ve Türk kültürü hakkında olumsuz, basmakalıplarla dolu olan yargıları değil, Türkiye’nin olumlu yönlerini ortaya koyduğuna inanıyorum.