Greta Gerwig yönetmenliğinde çekilen, senaryosunu ise Greta Gerwig ve Noah Baumbach’ın üstlendiği filmin başrollerinde Margot Robbie (Barbie) ve Ryan Gosling (Ken) yer alıyor. Barbie (2023), seyirciye her şeyin kusursuz ve mükemmel olduğu anaerkil Barbie Ülkesi’nin kapılarını aralıyor. Bu mükemmel düzeni bozan şey ise Stereotipik Barbie’nin (Margot Robbie) aklına düşen bir ölüm düşüncesi oluyor: “Ölmeyi hiç düşünüyor musunuz?” Barbie bu düşünceyi aceleyle bastırsa da bundan sonra her şey ters gitmeye başlıyor. Şimdi su çok soğuk, süt bozulmuş ve Barbie’nin ayakları tamamen yere basmaktadır. Barbie, artık eskisi gibi mükemmel değildir.
Barbie Ülkesi’nin tüm sakinlerini paniğe sürükleyen bu gelişmeyle birlikte Tuhaf Barbie (Weird Barbie [Kate McKinnon]) de filme dahil olmak zorundadır. Çünkü Barbieler bozulduğunda veya arızalandığında bunu çözebilecek tek kişi Tuhaf Barbie’dir. “Diğer Barbieleri mükemmelleştirirken kendisi gittikçe daha da bakımsız hale gelen” Tuhaf Barbie, filmin yönetmeninin de ifade ettiği üzere diğerlerinin sahip olmadığı bir bilgeliğe ve kavrayışa sahiptir. Bu bilgelik, onu kriz anlarında Barbieler arasında önemli bir figür haline getirse de dışlanmış ve istenmeyen konumu nasılsa devam etmektedir. Diğer Barbieler “hem yüzüne hem de arkasından” onu tuhaf bulduklarını söylemeyi sürdürmektedir. Stereotipik Barbie’nin en büyük korkusu ise Tuhaf Barbie’ye benzemektir. Bu nedenle isteksiz de olsa Tuhaf Barbie’nin evininin yolunu tuttuğunda seyirci onunla ilk defa karşılaşmış olur.
Gerçek dünyada çok fazla oynandığı, kötü muameleye maruz kaldığı için bu hale geldiği söylenen Tuhaf Barbie gerçekten de diğerlerinden çok farklı görünmektedir. Öyle ki bu karakter senaryo metninde David Bowie ve tüysüz bir kedinin karışımı olarak ifade edilmiştir. Tuhaf Barbie yüzünde boyaları, asimetrik kısa saçları ve birbiriyle uyumsuz kıyafetleriyle sürekli akrobatik hareketler yapar. Aynı tuhaflık yaşadığı evde de gözlemlenmektedir. Burada yine pek çok renk ve şekil bir aradadır. Tuhaf Barbie diğerlerinden daha karmaşık, daha parlak ve daha renklidir. Burada diğer Barbielerin yumuşak pastel renkleri ve plastik mükemmelliklerinden eser yoktur. Tuhaf Barbie bu tuhaf evde artık üretilmeyen, dışlanmış eski Ken ve Barbielere de ev sahipliği yapmaktadır.
Bu ziyarette Tuhaf Barbie, Stereotipik Barbie’ye her şeyi düzeltmesi için gerçek dünyaya gitmesi gerektiğini söyler ve kendisine iki seçenek sunar. Klasik bir Matrix anı yaşanmaktadır: Ya sıradan hayatına dönüp olanları unutacaktır ya da evren hakkındaki gerçekleri öğrenecektir. Topuklu ayakkabı ve bir terlik arasında seçim yapması gereken Barbie hiç tereddüt etmeden topuklu ayakkabıyı, yani sıradan hayatına dönmeyi tercih eder. Fakat gerçeği öğrenmeyi istemek zorundadır.
Böylece Barbie, gerçek dünyaya adımını attığında burasının Barbie Ülkesi’nden tamamen farklı olduğunu görür. Genç kızlar ondan ilham almak yerine, ondan nefret etmektedir. Gerçek dünyada Barbie, cinselleştirilmiş kapitalizmi ve gerçekçi olmayan bedensel standartları temsil etmektedir. Bir faşist olarak görüldüğü gerçeğiyle yıkılan Barbie “her şeyin erkeklerin varlığını büyütmek ve yüceltmek için var olduğu” gerçek dünyada kendisiyle oynayan kişiyi bulmak üzere bir maceraya atılır.
Bu noktada, Barbie Ülkesi’ndekilerin kendilerini tanıma ve anlama yolculuğuna önemli katkılar yapan ve Barbie Ülkesi’ni huzura kavuşturan bu yolculuğun ilk motivasyonuna geri dönelim. Stereotipik Barbie, Tuhaf Barbie’ye dönüşmekten kurtulmak istemektedir. Öyle ki Tuhaf Barbie, eğer gerçek dünyaya gidip işleri düzeltmezse kendisine benzeyeceğini ve selülitlerinin artacağını hatırlatarak onu ikna edebilmiştir. Görünen o ki şu sloganavari söz, gerçeği yansıtmamaktadır: “Barbie her şey olabildiğinden kadınlar da her şey olabilir.” Gerçekte kadınlar tuhaf ve çirkin olmak dışında her şey olabilir. Stereotipik Barbie de gerçek dünyada edindiği tecrübe ile ataerkiye karşı bağışıklık kazandığında şunu teslim eder: “Ya beyniniz yıkanır ya da tuhaf ve çirkin olursunuz. Arası yok.”
Filmin sonuna gelindiğinde Barbie Ülkesi kurtarılmış, ataerkil ideoloji ile yıkanmış beyinler iyileştirilmiş, sorunlar geride bırakılmıştır ve Barbieler Tuhaf Barbie’ye bir özür borçludur. Başkan Barbie ondan özür diler ve kabinesinde yer alıp almak istemediğini sorar. Bu an, tuhaflığın kucaklandığı bir an gibi görünse de film burada son bulduğundan bunun gerçekleşip gerçekleşmediğini hiçbir zaman bilemeyeceğiz.
Gerçek dünyada kazandığı tecrübenin getirdiği bilgelik nedeniyle Tuhaf Barbie, bazı yorumcular tarafından (Kain, 2023) ve karakteri canlandıran Kate McKinnon tarafından (Entwistle, 2023) bir şaman figürüne benzetilmiştir. Fakat sonuçta, Tuhaf Barbie’nin yaşanan aydınlanma ve değişim üzerindeki kilit rolüne, tüm bu süreci mümkün kılan liderlik rolünü sergilemesine rağmen, teşekkürler yine de Stereotipik Barbie’ye yöneltilmiştir.
Diğer Barbielerin inanmayacağı türden şeyler yaşamış Tuhaf Barbie’yi toplumdan dışlanmış bilge bir feminist olarak nitelendirmek mümkün. Dışlanmışlığını benimsemesi (belki de buna mecbur kalmıştır) ve buna rağmen yardımsever olmasıyla dikkat çeken karakter, tarih boyunca değersizleştirilen feminist bilgi birikimi ve deneyim üzerine düşünmek için seyirciye sunulan bir fırsat niteliğinde…
Kaynakça
Kain, E. (2023, Ağustos 7). The New “Weird Barbie” Doll Is Mattel’s Version Of Distressed Blue Jeans. Forbes. https://www.forbes.com/sites/erikkain/2023/08/05/the-new-weird-barbie-doll-is-mattels-version-of-distressed-blue-jeans/?sh=1e1cd843b40f
Entwistle, B. (2023, Eylül 17). The Concept Of Weird Barbie Explained By Director & Kate McKinnon. ScreenRant; Screen Rant. https://screenrant.com/barbie-movie-weird-barbie-explained-gerwig-mckinnon/