33. Ankara Uluslararası Film Festivali kapsamında İsmet Kurtuluş ve Kaan Arıcı’nın ikinci uzun metraj filmleri olan LCV (Lütfen Cevap Veriniz) filmi ile izleyiciyle buluştu. Tek sahne ve 3 oyuncunun yer aldığı bu filmde izlerken insanın kendini sorguladığı, karşısındakini sorguladığı ve hatta sorgulamanın da sorgulandığı bir durumla karşı karşıya kalıyorsunuz. Türkiye’deki film sektöründe dokunulmayan ve konuşulmayan bazı noktalara değinen bu filmin vermek istediği mesaj ise çok açık.

Bu hayatı kimin için yaşıyoruz? Kendimiz için mi yoksa başkaları için mi?

Filmin konusuna gelecek olursak bir süredir birlikte olup yürüttükleri ilişkilerini evlilikle devam ettirmek isteyen Ceren (Melisa Şenolsun) ve Semih (Ushan Çakır) düğünlerine birkaç saat kala yanlarında yakın arkadaşları olan Mert (Cem Yiğit Üzümoğlu) ile son hazırlıklarını yapmaktadır. Mert’in ilişkilerindeki sırları ortaya dökmesiyle birbirlerini sorgulayan çift düğün günlerinde ilişkileri için zor anlar yaşarlar.

Filmi izlerken akıllara gelen ve büyük ihtimalle sonuna kadar çıkmayan bir soru olduğunu düşünüyorum. Neden düğün günü hatta düğünden birkaç saat öncesi beklenildi bu sorgu için?

Evlenmek iki kişinin artık hayatlarının tümünü beraberinde geçireceği ve hayat eşlerini bulduklarını gösteren ve sevdiklerinin önünde yapılan bir törenle (bu tercihe göre değişir) birbirlerine söz verdikleri bir eylem. İnsanlar eğer evlenmek gibi bir hayati karar verdiyse ilişkileri de rayına oturmuş demektir diye yorumlanabilir. Tıpkı Ceren ve Semih’in düşündüğü gibi.

İlişkilerinde her şeyin yolunda gittiğini düşünen Ceren ve Semih başlarda Mert’in onlara yönelttiği soruları ciddiye almayarak o kadar hazırlık yaptıkları düğünlerine gönül rahatlığıyla katılabileceklerini düşünürken Mert’in onlara yönelttiği sorular bir zaman sonra kendilerinin aynasıymış gibi gözükür. Hem oyunculara hem de biz seyircilere

Mert herkesin şu an burada yani birbirlerinin hayat eşleri olma yolunda atılacak olan son adım öncesinde dürüst olmalarını ister. Nedeni ise eğer birbirlerinin hayat eşleri olacaksa ortada gizli olan bir şeyin kalmaması için. O son adımdan önce son kez düşünmek için. Bu sorgu için bu anın beklenmesinin en büyük nedeni de budur, her şey hazırken son kez düşünmek ve emin olduğuna emin olmak.

Cem Yiğit Üzümoğlu’nun oluşturduğu Mert karakteri oldukça hazırcevap, kendinden emin ve son derece duygusal biri. Şahsen son zamanlarda gördüğüm en ilgi çekici karakterlerden biri olduğunu söyleyebilirim.

Duygularını yansıtırken kendinizden bir parça bulabileceğiniz, kendinden emin hareketleri karşısında etkilenebileceğiniz ve hazırcevaplığı karşısında bazen gülüp bazen hayran kalacağınız bu karakterin kurgusal biri olmaktan çıkıp hayatımızdan biri olması ve cesurca karakterize edilmesi son derece tebrik edilecek bir oyunculuk.

Semih’in düğününde önce hazırlanırken gördüğümüz hali bu düğün için istekli olduğunun ama heyecanlı olmaktan ziyade gündelik bir durummuş gibi davranması ise her şeyin olağan halinin bir göstergesi ya da ilerleyen sahnelerde göstergesiydi denilebilir.

Ushan Çakır’ın oluşturduğu Semih karakteri ise hayatını diğer herkes gibi yaşamak isteyen ve bunun için bir düzen oluşturan kendi halinde ve duygusal olup olmadığı hakkında kesin bir yorum yapamayacağımız bir karakter. Damat olmak için hazır olduğundan emin olamadığımız biri aynı zamanda, bu düğün için.

Ceren’in düğününe birkaç saat kala olan bir gelinin olması gerektiği gibi telaşlı olması son derece olağanken Mert ve Semih’in yanına girdikten sonra düğün telaşından çıkıp başka bir ruh haline bürünmesi kendi benliğinin ortaya çıkmasını izleyiciye çok net bir şekilde gösteriyor.

Melisa Şenolsun’un hayat verdiği Ceren karakteri ise yukarıda bahsettiğim yaşadığımız hayatı kimin için yaşıyoruz sorusunun neden kendimiz için olduğu ya da başkaları için olduğunun cevabını bulamamış birini yansıtıyor bize, üstelik aklı ve duyguları birbirine karışmış olan biri. Ceren’in düşünmesi gerekenin kim olduğu ise Semih ve Mert ile konuştuğu her sahnede farklı bir cevaba evriliyor. Bazen kendini, bazen Semih’i bazen ise diğerlerini…

Mert, Ceren ve Semih’in düğünden önceki yaptıkları bu son konuşma sözgelimi evlilik eyleminin, dürüstlük erdeminin ve kendimizin dışında kalan hayatımızın alacağımız kararlara olan etkisini anlatan çok güzel bir yüzleşme.

Peki bu yüzleşmenin Mert, Ceren ve Semih için bir sonucu olacak mı?

 

KAYNAKÇA;

– https://www.beyazperde.com/filmler/film-307742/fragman-19565074/

– https://www.antalyaff.com/tr/movies/nationalfeaturefilm/22/149