Giriş

“Kült film” tanımı oldukça göreceli ve güçtür (Dickerson, 2019). Herhangi bir kült film tartışması yapılırken, yönetmenlerin ortadaki tabağa neyi koymaya çalıştıklarını görme kısmı çoğunlukla karanlıkta kalmaktadır. Söz gelimi, bilim kurgu türündeki Interstellar (2014) filminin iyi bir gişesi var, tanınıyor ve neredeyse görmeyen kalmadı. Ancak bunların dışında, irdelenen konunun kendisiyle ilgili ve ilk defa bu şekilde ele alınışından ötürü söz konusu film kült niteliklerini barındırır. Kült filmlerde olmazsa olmaz instant cult denilen unsur; filmde tuhaflık oluşturması, tam da adının konulamadığı özelliklerin olması, hatta tek bir sahnenin bile bir şeyleri değiştirmesi ile filmi kült yapıyor olmasıdır.

Bu çalışmada; “Tim Burton’ın Makas Eller, orijinal adıyla Edward Scissorhands (1990), yapımını kült bir film olarak okuyabilir miyiz?” sorusundan yola çıkarak, önce Makas Eller filmiyle ilgili kısa bilgi verilmiş, ardından kült film niteliklerinden bahsedilmiş ve son olarak, Makas Eller filmi, kült özellikler üzerinden irdelenmiştir. Makas Eller’i kült yapan özellikleri, karar verici mekanizmaların kült öğeleri belirlemeleri göz önüne alınarak, neye göre kült olduğu irdelenecektir.

Makas Eller Filmi (105′)

Yönetmenliğini Tim Burton’ın yaptığı Makas Eller (Edward Scissorhands, 1990), ABD’de 20th Century Fox tarafından yapılan, hem Burton hem de Denise Di Novi’nin yapımcılığını üstlendiği fantastik türdeki bir filmdir. Tim Burton, Makas Eller’in senaryosunu Caroline Thompson ile birlikte yazmış, filmde rol alması için Johnny Depp, Winona Ryder ve Dianne Wiest ile anlaşmıştır. Filmin görüntü yönetmenliğini Stefan Czapsky ve Arthur Edeson yaparken, oyuncu direktörlüğünü Victoria Thomas gerçekleştirmiştir (Mathijs ve Mendik, 2012, s. 73). Burton, neredeyse onun her filmine müzik yapan Oingo Boingo grubunun vokalisti olan Danny Elfman’la birlikte bu filmde de çalışmıştır.

Makas Eller’de Edward (Johnny Depp) makinelerden yaratılmış, uzun, keskin metal parmakları olan insan görünümlü bir varlıktır. Edward zihinsel ve fiziksel olarak toplumdan tamamen farklı olmayan ama sahip olduğu keskin parmaklar nedeniyle topluma adapte olamayan, toplum tarafından dışlanan bir karakterdir. Peg Boggs güzellik ürünleri satan bir pazarlamacıdır. Kendi kasabasında ürünlerini satamayınca, satış yapabilmek için yaşadığı kasabadan da görülebilen ancak kasaba dışında yer alan bir köşke gider. Boggs, orada karanlıkta yalnız başına yaşamakta olan Edward’ı görür. Edward’ın sıra dışı durumuna üzülür, onu ailesiyle beraber yaşamak üzere evine götürür.

Düşük bütçeli korku filmlerindeki rolleriyle bilinen aktör Vincent Price’ı, Tim Burton küçük yaşlarından itibaren takip etmiştir. Burton 1982’de Disney stüdyosunda Vincent adında, altı dakikalık siyah beyaz bir stop-motion kısa film çekmiştir (Compendio, 2019). Film, kendisini “Vincent Price” olarak hayal eden bir çocukla ilgilidir. Bunun yanı sıra, Burton Makas Eller’de Edward karakterinin doğuşuna kendi hikâyesini yansıtmıştır. Burton, filmdeki Edward’ı yaratan mucit rolünü Vincent Price’a vererek ona karşı adeta bir saygı duruşunda bulunmuştur (Süer, 2017, s. 84).

Makas Eller, birçok filmi kendisine referans alan bir filmdir . Filmde, makinelerden yaratılan Edward, ünlü bilim kurgu karakteri Frankenstein’ın açık bir parodisi gibi tasarlanmış ve Mary Shelley’nin romanından (1818) uyarlanarak beyaz perdeye aktarılan Frankenstein (1931) filmine gönderme yapılmıştır. Filmde ellere vurgu yapılmıştır. Mary Shelley’nin Frankenstein’ı (1994) uyarlamasında kadın yaratığın elleri, yaratıcısının özel olarak seçtiği sevgilisinin elleridir. Edward’ın mucidi de Edward’a ellerini gösterip ona bunları takacağını söyler. Ancak ellerini takamadan ölür ve Edward’ın elleri makas olarak kalır. Tim Burton, Edward karakteri ile kadın yaratığa da göndermede bulunur. Yine, Mary Shelley’nin romanından uyarlanan Bride of Frankenstein (1935) filmi için “ahlaki bir öykü” ifadesi kullanılmış, neyi anlattığına yönelik bir ipucu verilerek, “Tanrı’yı taklit etmeye çalışana böyle olur” göndermesi yapılmıştır.

Mary Shelley’in annesi Mary Wollstonecraft’tır. A Vindication of the Rights of Woman (1792) kitabının yazarı olan Wollstonecraft, kadınların erkekler ile eşit haklara sahip olması gerektiğini belirten ve ilk sistematik feminist eleştiriyi getiren önemli isimlerden biridir. Wollstonecraft, kızı Shelley’nin doğumunda rahatsızlanır ve doğumdan 10 gün sonra hayatını kaybeder. Shelley annesiz ama annesinin kim olduğunu bilerek büyür ve bir roman yazarı olur.

Tim Burton, Edward karakteri üzerinden toplumsal eleştiri yapar. Burton’ın kurduğu kasaba izleyiciye yapaylığı hissettirir, çünkü bu kasabada muazzam bir uyum söz konusudur. Makas elleriyle Edward farklıdır. Toplumdaki insanlar Edward’ı kendilerine benzetmek için uğraşırlar. Ancak farklığı yüzünden topluma ayak uyduramaz ve dışlanır. Burton, bu karakter ile toplumda farklı olanın, normal olmayanın, sıra dışı olanın kabul görmeyeceğine dair bir gönderme yapmıştır.

Makas Eller’in gişe hasılatı Türkiye’de 56.362.352 $’dır . Film, dünya çapında 78.000.000 $ hâsılat elde etmiş, en iyi makyaj dalında Oscar’a aday gösterilmiştir. Makas Eller’in kült film olduğuna hem fikir birçok kaynağın yanında, kült literatüründe ana kaynaklardan biri kabul edilen Ernest Mathijs ve Xavier Mendik’in 100 Cult Movies başlıklı kitabında Makas Eller kült filmlere dâhil edilen listede yer almıştır (2012, s. 73).

Kült Film Nitelikleri

Kült, repeated movie olmak ister, yani aynı sahne her izlendiğinde izleyicinin ilk defa görmüş gibi heyecanlanması beklenir. Defalarca izlense de bıktırmayan, izlendikten sonra tekrar izleme isteği uyandıran filmlerdir (Church, 2019). Örneğin, Limey (1999), Valdez is Coming (1971), Lawman (1971) ve The Swimmer (1968) filmleri repeated olma özelliği ile izlenir. Afrika ülkesi Gana’daki film afişlerinde, romantik komedi filmleri korku filmi gibi sunulmuştur. Bunun nedeni bu durumun afişleri kültleştirmesidir. Suspiria (1977) afişinde “sigortalısınız” yazılmıştır. Birden fazla kez izlettiği için ve o zamana kadar yapılmamış birçok şey; ölüm, taksi ve orman sahnelerinden dolayı kült filme dâhil edilir. Buna yakın bir durum Şeytan (Exorcist, 1973) filminde olmuştur.

Kült filmler, kimi özellikleri ile ilk defa yapılmış olan filmlerdir ve onu ilk yapan kült özelliklerin yanında, diğer kült açılardan da desteklenen filmlerdir. Ancak sadece bir şeylerin ilk yapılması filmi kült yapmaz çünkü “kült”ün originated olması, yani minimum da olsa bir şeyin muhakkak orijinal olması beklenir (Dickerson, 2019).

Kült film, konu ve çekimleri ile gerçek dünya ile yönetmenin kurduğu yapay dünyayı ayıran sınır çizgisi niteliği taşır. Kült görünmeyeni göstermeye çalışır, bu nedenle iki dünya arasındaki geçişler önemlidir. Gerçek dünyada kabul görmüş tabular yıkılır, kötüler iyi olabilir. Burada yine önemli olan bu geçişlerin hangi amaçla yapılıyor olduğu, yönetmenin nasıl bir anlam yüklediğidir. Kült plan, mizansen, kullanılan filmlerin ortak yönü, “başka göndermelere kapı açabilecek bir özelliğinin” olmasıdır. Örneğin, 7. Mühür (1957) kült olduğu düşünülen, kimi göndermeleri olan bir filmdir.

Kült yapımlarda zaman zaman diğer filmlere de göndermeler yapılır. Joker’de (2019), Kings of Comedy’ye (1982) ve Çığlık Serisi de Slasher Serisi‘nde yer alan filmlere göndermeler bulunmaktadır (Peary, 2014, s. 105). Çoğu kez, kült filmlerde eksantrik tuhaflıklar söz konusudur. Bu nedenle, onun izleyicisi de sınırlı sayıda (niche audiences) olur (Scott-Travis, 2019), ancak büyük prodüksiyonların arkasında durduğu, ciddi harcama yapılmış filmler de kült yapımlara dâhil edilebilir. Örneğin, 2019’un en çok izlenen filmlerinden biri olan Joker, kimi kült özellikleri içinde barındıran, Türkiye’de 36.804.105 TL ve ABD’de 113.795.669 $ gişe hasılatı elde etmiş bir filmdir. Kayboluş (The Vanishing, 1993) ise 14.543.394 $ ve David Lynch’in Eraserhead (1977) 7.000.000 $ gişe hasılatı ile ABD’de daha az izleyicisi olan kült filmlerdir.

Kült filmden entelektüel katkı beklenir. Entelektüel katkısından dolayı üzerine konuşulan, bir şekilde anlaşılmaya çalışılan filmlerdir. Umberto Eco gizemli arketiplerin, meta-semiyotik bir kültür içinde tasarlandığını ve bu karakterlerin açıklanmaya ihtiyacı olduğunu, anlaşılmayan karakterin de kült örnekleri olduğunu söylemiştir (1985, s. 11-12).

Shailik Bhaumik, “100 Years of Cult Cinema From Kenji Mizoguchi To Christopher Nolan” başlıklı metninde, çoğu insanın klasikleri sevdiğini, bazılarının da aksiyon, suç türünde filmleri tercih ettiğini, kült filmlerin ise anlaşılmadıklarından dolayı küçümsenerek, az değer verilmiş (underrated movies) filmler olduğunu ifade etmiştir (Jakobsson, 2019).

“B-Movie”, zaman doldurmak, seyirciyi ısındırmak için çekilmiş filmlerdir. “B” bir kategoridir ve bir işlevi yerine getirmesi beklenmektedir. Buna göre B-movie türündeki filmler, dönemin stüdyolarında üretilen (Onur, 2006), ucuz nitelikte, bir çeşit promosyon filmlerdir. “Ne kadar kötü o kadar iyi filmler” ise o zaman külttür. Ancak “aşırı kötü kült mü?” sorusunun cevabı da net değildir. Bunlar, netleştirilemeyen kavramlarla ortaya çıkan filmlerdir. Danny Peary, Cult Midnight Movies Screenings başlıklı kitabında, oldukça kötü olmalarından dolayı, ilk çıktığında kült yapımlara “gece yarısı” filmleri denildiğini belirtilir (2014, s. 9). Bu filmler için “ne kadar berbat, o kadar iyi” (too bad too good) denilmiştir (Bhaumik, 1975). The Human Centipede (2010) ve Sharknado (2013) o kadar kötüdür ki bu onları iyi bir film yapar. “İyi”nin ne olduğu sorusunun yanıtı bulunduğu zaman ancak “kült”ün tanımı yapılabilir.

“B-Movie” türündeki filmlere yanı sıra, body horror türünde de kült nitelikler ile karşılaşılmıştır. Tatsuo: Iron Man (1989), Tatsuo: Body Hammer (1992), ya da bugüne yakın olan The Skin I live in (2011) -bu filmin remake’i Eyes Without A Face (1960)- ve Rabid (2019) bu türde akla ilk gelen ve kült özellikleri taşıyan filmlerdir. Filmlerin derdi vücudun geçirdiği deformasyon ve vücudun başka bir şeye dönüşme hali ve diğer insanlara zarar verme biçimi ile külttür (Leptos, 2019). Bunun yanı sıra, deneysel filmler de kült özellikler ile örtüşebilir. Hearts of Darkness: A Filmmaker’s Apocalypse (1991) ve Serbest Tırmanıcı (2019) belgesel filmleri kült sınıfına dâhil edilir. Bu belgeselleri kült yapan şey, yönetmenin var olma mücadelesine seyircinin tanık olmasıdır. Burada önemli olan niyettir. Kült filmdeki niyet, yönetmenin bir derdinin olmasıdır (Onur, 2006).

Kimi “auteur”ün filmleri kült film sınıfına dâhil edilir (Bhaumik, 1975). Makas Eller çoğu eleştirmenden kabul gören bir “auteur”ün filmi, başka bir deyişle kendi tarzı olan bir yönetmen filmidir . Burton Rolling Stone dergisine verdiği röportajda, çocukluğunu “bir tür gerçeküstü, parlak depresyon” olarak nitelendirmiş; insanların onun ne yaptığı ile ilgilenmediği için, her daim biraz kederli hissettiğini söylemiştir . Burton’ın filmleri sıra dışı ve tuhaf bir tarzı olan, gotik betimlemelerin kullanıldığı masalsı öykülerdir.

Makas Eller’in Taşıdığı Kült Film Özellikleri

Filmi kült yapan en temel özellik Edward karakterinin ellerinin makas olmasıdır. Freaks (1932) filminde “what about abnormal people. They have their lives, too” cümlesi geçer. Benzer şekilde, Edward karakterinin ellerinin kendi yaşamında etkisi büyüktür. Aynı filmde “they are going to make you one of them” cümlesi, sıra dışı olanın sistemde kabul görmesiyle, normal olmanın bir öneminin kalmadığının ifadesidir. Kasaba halkı Edward’la tanıştıktan sonra onu kendilerine benzetmeye çalışırlar, ancak Edward onlar gibi olamayınca dışlanır.

The Skin I live ve Frankenstein filminde, Frankenstein, bir insan tarafından yaratılmıştır. Benzer şekilde, Makas Eller’de de Edward bir insan tarafından yaratılmış, insan görünümlü bir robottur. Edward’ın makine parçalarından yaratılması (animated), makas elleriyle body-horror niteliği taşıması, istemeden de olsa elleri yüzünden tehlikeli olması onu kült yapan diğer katkılardır. Vücudu bir deformasyon geçirmez ya da başka bir şeye dönüşmez, ancak elleriyle diğer insanlara zarar verme biçimi ile külttür. Filmin sonunda Edward, Peg’in çocuğunun üstüne doğru gelen arabadan onu korumaya çalışırken, bıçaklarıyla onu yaralamıştır.

Makas Eller, masalsı bir konuya ve sıra dışı bir dünyaya sahip, -bütüne yayılmamış da olsa- bazı tuhaf sahnelerle bezenmiş bir öyküdür . Bu kasabanın nerede olduğu, öykünün ne zaman geçtiği bilinmemektedir. Filmde kasabanın adından söz edilmez ama açıklamalarından yola çıkarak filmin “suburbia” isimli, “pastel cennet” olarak tasvir edilen bir yerde geçtiği bilinir.

Edward başka bir yerden gelen elleri, giyimi, saçı, yüzündeki makas izleriyle dikkat çeken bir yabancı, makas elleriyle tam anlamıyla insan değil de başka bir şey olma halidir. Kasaba halkı elleri makas olan bu genci merak edip, onun ne olduğunu anlamaya çalışır. Gerçek hayatta olması mümkün olmayan bir durum olmasına rağmen, onlara garip gelmez ve Edward, onlara korkunç gelmez. Tüm film boyunca üstünde aynı giysiler olan Edward’ın elbiselerini neden çıkarmadığı, tuvalete gidip gitmediği, yalnız yaşarken nasıl beslendiği ya da kaç yıldır yaşadığı gibi sorularının yanıtının olmaması öykünün masalsı oluşunu destekler. Pastel renk kullanımı, öykünün geçtiği havanın aynı tonda hep güneşli olması filmin masalsı havasına katkı sağlar (Süar, 2017, s. 88). Filmlerde farklı görsellerin kullanılması, filmdeki ruh halini ve atmosferi çeşitlendirir (Leptos, 2019). Bunların yanında karakterin tuhaflıkları; çocuk gibi davranması, konuşması, düşünmesi, doğru-yanlış kavramının olmaması ve bir çocuk gibi saf sevgi beslemesi Edward’ı kültleştirir. Buna ek olarak, karakterin makas elleriyle şekil verdiği bahçe bitkileri, kadın saçları ve kesim biçimi oldukça sıra dışı olaylar filmin kült oluşuna katkı sağlar. Kasaba duvarla çevrelenmiştir ve tek bir çıkış kapısı vardır. Bu kapı sınır çizgisi görevi görür; masal ile gerçek olanı ayırıyor gibidir. Kapının ardında ne olduğu, karanlık nedeniyle net görülmez.

Makas Eller filminde banliyödeki evler yeşil çitlerle çevrilmiş ve birbirinin aynı mimaride tek katlı yapılardır. Garajda arabalar muntazam şekilde park halindedir. Büyük bir sessizlik hâkimdir. Bu ortam önemlidir, çünkü Burton bunu toplumun ne kadar uyumlu olduğu, içinde çok az özgünlüğün olduğunu dikkat çekmek için kullanmıştır. Mahalleden geçen tek araba Kim’in erkek arkadaşına aittir. Peg karakterinin araba kullandığını görürüz bunun dışında mahallenin içinden geçen tek bir araba yoktur. Kasabanın bu “yapay” yapısı, tuhaf durumları ortaya çıkarmış, filmin kült olmasına katkı sağlamıştır (Süar, 2017, s. 90). Edward’ın evinde kaldığı aile ile yemek masasında yemek yeme sahnesi kendi kültünü yaratmıştır. Ayrıca, parmak uçlarını dokundurarak aynı evin bir koridorundan geçerken, koridoru boylu boyunca çizmesi de oldukça sıra dışıdır. Filmin açılış sahnesinde, filmle ilgili bilgiler bir fabrika ortamında verilirken; soft müzik, görüntülerin sertliğini yumuşatmak için kullanılmıştır.

Kimi tuhaf sahne ve durumların yanında, filmin gotik bir öyküye yakın olması ve içinde gotik öğeler bulundurması da bu filmin kültlüğüne katkı sağlayan başka bir nedendir. Edward’ın yaşadığı şato, siyah deri kıyafetleri ve saçı gotiktir. Makas parmaklarını kullanarak kadınların saçını gotik modellerle keser. Filmin son sahneleri korku filmi düzeyine çıkmış, Edward’ın istemeden de olsa insanlara zarar vermesi ve –Invasion of The Body Snatchers (1956) filminin son sekansını anımsatan- tüm kasabalının Edward’ı öldürmek için kovaladığı sahne oldukça rahatsız edici olmuştur. Kovalama sahnesine ek olarak, aynı film Invasion of The Body Snatchers’de, caporas delusion adında bir hastalıktan söz edilir. Bu hastalık, insanları insan gibi değil de yaratık gibi görme halidir. Filmde “people I have known my life” cümlesine vurgu yapılır. Bu durum sıradanın çökme halidir. Edward kasabaya geldikten sonra insanlar onu tuhaf bulur. Edward onların arasında normal olmayandır. Kült film uzmanı Mark Kermode, The Guardian Magazine için Tim Burton ile yaptığı bir röportajda, Burton’ın yapımlarının anlatı filmler olarak değil, sahneleri ile hatırlanan görsel filmler olarak yorumlanması gerektiğini belirtmiş, Burton da bu görüşü desteklemiştir (Kermode, 2000).

Sonuç

Sonuç olarak, Makas Eller’de kült filmlerin ortak noktaları görülmektedir. Yüksek hâsılat elde ederek çok izlenen bir film olması, filmde bazı şeylerin ilk defa denenmesi, kült çekimlerin başka göndermelere kapı açması, masalsı sıra dışı bir dünyada geçen ve sonunda korku unsuru olan sahnelerin bulunması Makas Eller’in kült film özelliklerini taşıyan bir yapıt olduğunun kanıtıdır. Bunlara ek olarak, body-horror nitelikte gotik karakter ve öğelerle desteklenmesi de filmi kült yapan diğer unsurlardır.

Kaynakça

Bhaumik, S. (1975). 100 Years Of Cult Cinema From Kenji Mizoguchı To Chrıstopher Nolan.
Erişim: 02.12.2019, https://www.hlc-cultcritic.com/100-years-cult-film/

Church, D. (2019). Cult Film: A Critical Symposium (Web Edition). Erişim: 3 Ocak 2020,
https://www.cineaste.com/winter2008/cult-film-a-critical-symposium

Compendio, C. (2019). The Strange And Beautiful Worlds Of Tim Burton Movies. Stacker
News. Erişim: 04 Ocak 2020, https://thestacker.com/stories/3333/strange-and-beautiful-worlds-tim-burton-movies

Dickerson, M. (2019). 10 Great Cult Movie Classics You’ve Probably Never Seen. Erişim: 6
Ocak 2020, http://www.tasteofcinema.com/2019/10-great-cult-movie-classics-youve-probably-never-seen/

Eco, U. (1985). “Casablanca”: Cult Movies and Intertextual Collage. Issue 47: In Search of
Eco’s Roses, 14(2), s. 3-12).

Jakobsson, P. (2019). 10 Underrated Recent Movies Destined To Become Cult Classics 10
Ocak 2020, http://www.tasteofcinema.com/2019/10-underrated-recent-movies-destined-to-become-cult-classics/

Kermode, M. (2000). Tim Burton. The Guardian Magazine. Erişim: 10 Ocak 2020,
https://www.theguardian.com/film/2000/jan/06/guardianinterviewsatbfisouthbank3

Leptos, A. (2019). 10 Great Cult Horror Movies You’ve Probably Never Seen. Erişim: 5 Ocak
2020, http://www.tasteofcinema.com/author/alexle/

Mathijs, E. ve Mendik, X. (2012). 100 Cult Movies. New Jersey: Wiley-Blackwell.

Onur, N. (2006). B Filmi Kitle Kültürü Açısından Sinema ve B Filmleri. İstanbul: Es.

Peary, D. (2014). Cult Midnight Movies. New York: Workman.

Scott-Travis, S. (2019). 10 Great Recent Cult Movies You May Have Missed. Erişim: 06 Ocak
2020, http://www.tasteofcinema.com/author/shanet/

Süar, S. (2017). Bir Tim Burton Kitabı. İstanbul: Es.