BT21 projesi, dünyaca ünlü Koreli müzik grubu BTS’in LINE FRIENDS adlı grafik tasarım şirketi ile birlikte gerçekleştirdiği bir animasyon projesi.Bu işbirliğine ayrı bir isim bahşedildi : FRIENDS CREATORS.
Bu proje her iki taraf için de çok önemli, zira 2017 yılında başlatıldı ve ancak iki yıllık uzun bir hazırlıktan sonra 2019 yılında sunuldu.
BTS’in yedi üyesini içeren bir çizgi film yapılmak isteniyordu. Ancak bu çizgi karakterler, firmanın tanımına göre “üyelerin basit avatarları” olmayacaktı. Bunun yerine üyeler kendi çizgi karakterlerini, öne çıkarmak istedikleri özellikleriyle kendileri tasarlayacaklardı.
Proje 2019 yılında tamamlandığında yaratılan çizgi karakterlerin oyuncakları, hediyelik eşya ve giysileri LINE FRIENDS firmasının şubelerinde satışa sunuldu. ABD’de iki şubede,Çin’de Şangay şubesinde, Japonya,Kore ve Tayvan’da BT21 rüzgarı esmeye başladı.Çocuklar beklendiği üzere büyük bir ilgi gösterdi.
Bu çizgi karakterler ile hazırlanacak çizgi filmin ana hikâyesi BT21 BEGINS videosu ile YouTube üzerinden paylaşıldı.
Asıl sorun burada başladı.
Hikayeyi çocuklara sunulan dünya ve idealler modeli olarak incelemek istiyorum.Kalp şeklinde bir kafası olan TATA adlı karakter, dünya dışında yaşıyor. Çevresindeki her şeyi merak ediyor. AL ROBOT VAN adlı bir robot icat ederek yaşadığı yeri terk ediyor ve kazara dünyaya düşüyor. Dünyaya düştüğünde dev gökdelenler ve plazalar uzerindeki büyük ekranlarda dans eden şarkıcıları ve gözleri hayranlıkla ekrana dikilmiş halkı izliyor. TATA, videoda bir çıkarımda bulunuyor, kendi kendine “Herkes, ünlülerin fanı oluyor ve onlar gibi olmak istiyor. O yüzden süperstar olmak yetmez, ‘universtar’ yani evrenselstar olmalıyım” diyor. Daha sonra kendi gibi düşünen BTS’in diğer üyelerini toplamak için yola çıkıyor.
TATA adlı karakter dünyaya düştüğünde dünyanın gerçeğini fark ediyor. Çocuklara sunulan dünya modeli yani dünyanın gerçeği ise ‘Büyük kitleler, plazaların ve dev ekranların simgelediği kapitalist dünyada ekranlarda boy gösteren süperstarları izler ve onlar gibi olmak ister. Sen de beğenilen ve ilgi gören olmak istiyorsan süperstar olmaktan başka çaren yoktur’ oluyor. Bir çocuğun ailede ve toplumda en temel ihtiyacı olan ilgi, süperstar olmadan elde edemeyeceği bir meta olarak sunuluyor.
Videoda toplum, ekran karşısında kilitlenmiş küresel yığınlar olarak sembolize ediliyor, toplumdan ilgi görmek için ise üniverstar (dünya starı/bütün dünya halklarının yani küresel tek bir toplumun starı) olmak gerektiği açıkça söyleniyor.
Aile için ise videonun devamında ipuçları yatıyor. TATA, BTS’in üyelerini toplamak için yola çıktığında çiftlikte koyunlarla birlikte mutsuz olan Jin’e ışığını indiriyor ve karakter gülmeye başlıyor. Jin’in ise gerçek hayatta ailesinin çiftçi olduğu bilinen bir gerçek. Rap Monster ise koala, yani hayatının farkında olmayan ve sıkıcı hayatını sürdürmek için çareyi sürekli uyumakta bulan bir karakter. TATA’nın ışığı ona dediğinde uykudan uyanıyor ve gülmeye başlıyor. Bulunduğu yerde sürekli dönüp duran ve ileri gidemeyen tek boynuzlu at olan J-Hope’a ışık değiyor ve artık karakter bulunduğu yerde dönüp durmaktan kurtuluyor. Yani tek boynuzlu at olarak çevresinden farklı ancak kendine ışık değmeden önce bulunduğu yerde sıkıcı hayat sarmalının içerisinde sıkışıp kalmış iken ışık ona farklı, ilerlemeci ve liberal bir hayat vaat ediyor.
Jimin ise spor salonunda başarısız olan şişman bir ayıcık. Çevresinde spor yapan çöp adamlar gayet spora uygun resmedilmiş ancak Jimin spora uygun değil. Jimin’e de ışık değiyor ve Jimin mutsuz olmaktan yani başarısız olduğu işi yapmaktan kurtuluyor. Güneşli bir günde gitar çalan ve sıkılan bir kurabiye olan Suga’ya da ışık değiyor ve kurabiye gülmeye başlıyor. Çörek yiyen, şişman olan Jungkook ise, kendisine TATA’nın ışığı değdikten sonra birden vücutça gelişiyor ve kaslar beliriyor.
Bu karakterler önceden içlerinde bulundukları aile hayatında aradıklarını bulamayan, başarısız ve yalnız olan karakterler olarak karşımıza çıkıyor. Hepsi mutsuz ve yalnız, ta ki TATA’nın ışığı onları kurtarana dek (!). Yani ailenin sunduğu basit yaşamı kabul etmek yalnızlık mutsuzluk getiriyor ve bir anlamda ailenin verdiği sevgi sıkıcı bir hayata eşitlenirken, kapitalist toplumun süperstarı olmanın sunduğu hayranlık duygusu, ailenin verdiği sevginin üzerine çıkarılıyor. Ailenin sunacağı imkanların kısıtlılığı ise sevgi duygusunu perdeliyor ve ekrandakine duyulan hayranlık toplum tarafından onaylanan ve bireysel olarak da ilerlemeci, bir noktada takılıp kalınmayan, istenen olarak tanımlanıyor.
Peki bu resmedilen liberal ve kapitalist dünyanın vaad ettikleri neler? Büyük kitlelerin hayranlığı, hiçbir zaman yalnız kalmama, aile bağlarından kuvvetli olan yeni arkadaşlık bağları, başarısız olunandan kaçma ve başarılı/küresel dünya tarafından tartışmasız kabul edilene yönelme, plazanın üzerinde resmedilen ekranda olma yani dünya üzerinde yapılan bütün mesleklerden daha üstün olma, dünya gerçeğinin süperstarlık olması ve başka gerçek aramama, sadece şarkı söyleyerek ve dans ederek toplumun tek gerçeğini, bir diğer deyişle insanlığın kodunu bulduğu için küresel topluma hükmedebilme, daha güçlü hale gelme…
Böyle bir çizgi filmi izleyen çocuğun, ileride ilgi, sevgi, toplum tarafından kabul görme, yalnızlık ve arkadaşlık duygularını objektif olarak yorumlaması beklenebilir mi? Yoksa kendisine aşılanan mesajlar üzerinden ideallerini oluşturması ve temel duygularını ancak kendine sunulan şekilde yaşaması mı beklenir? Dünya görüşünü ve kararını oluştururken, duyguları ile bağlandığı bir düzeni mi ister veya objektif olarak düşünebilir mi?
Karar sizin.