Taşkın Su ile Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık’tan çıkan son kitabı “Kemal Sunal Filmlerinde Küfür ve Argo” üzerine konuştuk. Taşkın Su, “Türk toplumunun boy aynası” olarak nitelendirdiği Kemal Sunal filmlerinde küfür ve argo üzerinden verilen mesajları anlatıyor.

Türkiye için çok şey ifade eden Kemal Sunal ve filmlerini bir de siz değerlendirecek olsanız neler söylersiniz? Kemal Sunal filmleri size neler hissettiriyor?

Kemal Sunal filmleri; Türkiye’nin, Türk toplumunun boy aynasıdır. Bu aynaya baktığınızda kendinizi, komşunuzu, bakkalınızı, patronunuzu, kapıcınızı, oy verdiğiniz belediye başkanını, geçim sıkıntısını, uğradığınız haksızlıkları ve daha birçok şeyi net bir şekilde görebilirsiniz.

Emeğiniz sömürülüyor, geçim sıkıntısı çekiyorsunuz, açgözlü ve ahlaksız bir patronunuz var, ev sahibiniz baş belasının teki; Öğretmen’i, Kiracı’yı, Yoksul’u, Düttürü Dünya’yı, Orta Direk Şaban’ı izleyin…

Bürokrasi, politika, nepotizm, yargı sistemi… Zübük’ü, Koltuk Belası’nı, Davacı’yı, Deli Deli Küpeli’yi, Kılıbık’ı seyredin.

Kısa yoldan zengin olma hayallerinin insanları nasıl basitleştirdiğini görmek için Varyemez’i, Talih Kuşu’nu, Çarıklı Milyoner’i, Şaşkın Damat’ı, Meraklı Köfteci’yi, Köşeyi Dönen Adam’ı, Devlet Kuşu’nu izleyin.

Ve daha onlarca örnek… Kemal Sunal filmlerinin yüzde 90’ı bir argüman içerir. Kiminde tebessüm edersiniz, kiminde gülersiniz, kiminde kahkaha atarsınız ama eninde sonunda ‘o’ mesajı alırsınız.

Kemal Sunal’ın küfürlü olarak nitelendirilen filmleri için siz neler düşünüyorsunuz? Onun filmlerindeki küfür olgusunu nasıl değerlendirebiliriz?

İlk önce küfür ile argoyu ayırmak lazım. Tanıklarıyla-Türkçenin Büyük Argo Sözlüğü gibi kıymetli bir eseri dilimize kazandıran rahmetli Hulki Aktunç, “Argo dilin gizli örgütüdür” demişti.

Kemal Sunal filmlerinde sokak vardır, sokakta da bol miktarda argo ve küfür vardır. Peki, Kemal Sunal filmlerinde ne kadar argo, ne kadar küfür vardır? Önce bu tespiti yapmak lazım, ki bu sözlükle yaptığımı sanıyorum.

22 yıl önce RTÜK, Kemal Sunal filmlerine “geç saatlerde yayınlanma zorunluluğu” getirdi. Sebep? Sevişme-seks sahnesi mi vardı? Taciz, tecavüz, cinsel istismar mı vardı? Hayır. Neymiş, rahmetli “Eşşoğlueşek” diyormuş. Ne ayıp! Tu kaka…

Kemal Sunal ile ses getiren ve de iyi gişe yapan altı filmde çalışan rahmetli Memduh Ün “Kemal Sunal büyük bir oyuncu. ‘Eşşoğlueşek’ diyerek, atasözlerini çevirerek şöhret olmuş biri değil asla” diyor.

3-4 yıl önce, adını telaffuz etmeyi dahi zül sayacağım biri, “Kemal Sunal bu ülkeye zihinsel anlamda yapılmış büyük bir kötülük… Bu filmler resmen insanın zekâsına hakaret” diye bir açıklama yaptı.

İnsan zekâsına hakaret olan Kemal Sunal filmleri değil, argo ile küfür arasındaki farkı ayırt edemeyen bir avanenin işkembe-i kübradan atmasıdır.

Sizce bu filmlerde geçen sokak dili ve argo ne denli başarılı olmuştur? Sokağın dilini seyirciye samimi ve başarılı bir şekilde geçirmişler midir?

Hani Hulki Aktunç, “Argo dilin gizli örgütüdür” demişti ya… Argo da kendi içinde onlarca hücreye bölünüyor. Mafya argosu, minibüsçü argosu, at yarışı argosu, hırsız argosu, dolandırıcı argosu, kumar argosu, seks argosu… Birkaç örnek vereyim.

“At mamalanmış, garanti diyorlar.” (Mamalanmış: Doping verilmiş yarış atı ya da sporcu.) “Şano pano. Bir daha at bakalım.” (Şano pano: Barbutta bir oyun şekli.) “Üç ayak olup ortalık yerde dolanmaya başlıyık.” (Üç ayak olmak: Erkeklik organının sertleşmesi. Ereksiyon olmak.) Kemal Sunal filmlerinde yer alan bu diyaloglar, hepsi hayatın, sokağın içinden örnekler…

Yeşilçam filmleri bağlamında düşündüğümüzde o zamanın senaristleri küfür ve argoyu eserlerine nasıl yerleştirmişlerdir ve seyircilerinden nasıl tepkiler almışlardır?

İlk önce şunu paylaşmak isterim. Kemal Sunal’ın yan rollerde olduğu Tatlı Dillim, Oh Olsun, Güllü Geliyor Güllü, Yalancı Yarim, Salak Milyoner, Köyden İndim Şehre, Mavi Boncuk ve Hasret ile tüm oyuncularıyla bir bütün olan Hababam Sınıfı serisini sözlüğe dâhil etmedim. Sözlük tamamen Kemal Sunal’ın başrolde olduğu filmler üzerine kurulu.

Osman F. Seden, Sadık Şendil, İhsan Yüce, Suphi Tekniker, Erdoğan Tokatlı, Erdoğan Tünaş, Natuk Baytan, Suavi Sualp, Umur Bugay, Yavuz Turgul, Orhan Aksoy… Senaryolar genellikle bu ustaların elinden çıkıyor.

Mesela 1980 yapımı Gol Kralı… Aziz Nesin’in aynı adlı romanından uyarlanan film. Oyuncu kadrosunu ve yönetmenini geçtim, senaryo ekibine bakar mısınız: Osman F. Seden, Memduh Ün, Kartal Tibet, Bülent Oran…

Filmin temasını birebir hayatın içinden alıp, diyaloglara döküp, o dönemki futbolu, şike olaylarını, futbolcuların gece hayatını, takım taraftarlarını, futbol ekonomisini net bir şekilde ortaya koyuyorlar. Bu büyük bir emektir, büyük bir zanaattır. Kemal Sunal filmlerinin başarısında rahmetlinin ne kadar payı varsa bir o kadar da senaristlerin ve yönetmenlerin de o kadar payı vardır.