“Gerçek kimliklerimizden farklı görünmek çok garip.”

Gözlerinin Ardında ya da orijinal ismiyle Behind Her Eyes, Sarah Pinborough’un kitabından uyarlanan bir mini Netflix dizisidir. “Psikolojik gerilim” ve “metafizik” konularına ilginiz varsa yazımın devamını okumanız naçizane önerimdir.

Dizi hakkındaki yorumlar genellikle “sıkıcı” olması üzerine şekillenmiş ancak psikolojik dizilerin hepsinde zaten konu içimize yavaş yavaş işler, psikolojik diziler bize atmosferi hissettirmek ister. Bu sebeple ortada “sıkıcı” denebilecek bir yön göremiyorum ben. Behind Her Eyes, konusu itibarıyla klasik bir aldatma dizisiymiş gibi gözükse de aslında olay bundan tamamen farklıdır.

Eşinin onu aldatması üzerine eşinden ayrılan Louise’in hayatı, Louise’in çalıştığı psikiyatri kliniğine yeni bir psikiyatristin gelmesiyle bambaşka bir boyut kazanacaktır. Louise, kısa zaman sonra hem kliniğe yeni gelen psikiyatrist (David) ile hem de onun eşi (Adele) ile; evet, eşi ile yakın bir ilişki içerisine girecektir.

Sevdiğiniz adamın eşiyle en yakın arkadaş olduğunuzu düşünün! Bu nasıl bir çıkmaz böyle?

Dizinin ilk 5 bölümünü söve söve bitirdikten sonra son bölümde öyle bir şeyle karşılaşıyoruz ki diziyi izlerken sinirlenip sövdüğümüz tüm karakterlerden özür dileyesimiz geliyor. Her şeyi ne kadar bildiğimizi zannedersek zannedelim, aslında hiçbir şeyi bilmediğimiz ortaya çıkıyor.

Dizi öyle bir ters köşe yapıyor ki hakkında “spoiler” vermemek adına dizinin konusuyla ilgili yorumlarımı bir köşeye bırakıp karakter analizi yapmak istiyorum:

 

Louise

Louise, Londra’da oyunculuk eğitimi alan Simona Brown‘un canlandırdığı “bekar anne” karakteridir. Kendi odağında öncelikli olarak oğlu, sonra kendisi vardır ve oldukça yardımseverdir. Ancak kendinin aldatılma şekline çok benzer bir şekilde başka bir kadının aldatılmasına sebep olmuştur. Bu yüzden kendini sürekli suçlu psikolojisine sokar ama suçlu olduğunu bile bile yasak olduğu için son derece çekici gelen o aşka karşı koyamaz.

“İnsanlar sürekli ihanet eder. Nedenler her zaman bencil ve adidir, karmaşık olan ise uydurduğumuz bahanelerdir.”

 

Adele

Adele, İrlandalı aktör -dizideki küçük İrlanda göndermeleri de gözümüzden kaçmıyor- olan Eve Hewson tarafından canlandırılmıştır. Adele, ailesinden dolayı zengin olan ama elindeki tüm bu paraya rağmen iyi niyetini kaybetmemiş biridir. İçinin güzelliği dışına vuran cinstendir yani. Evlerinin bir kısmı yandıktan ve ailesini kaybettikten sonra güvenmemesi gereken birine güvenir.

“…Kalbimde taşıyamayacağım kadar ağır bir kurşun gibi oturmuştu.”

 

David


David, kariyerinde hızlı adımlarla ilerlemiş ve ilerlemeye devam eden Tom Bateman tarafından canlandırılan bir psikiyatristtir. İlk bölümlerde kendisinden nefret etsek de ilişkisinin içine girdikçe kendisine üzülmeye ve hatta acımaya başlıyoruz. Ah be David… Birlikte olduğun kadın sürekli değişiyor ama Robert bir türlü huzur vermiyor sana.

“Biriyle alakalı her şeyi bilip gerçek yüzünü göremeyebilir misin?”